Şifa ve İtaat

 

Yıllar önce Teksas’ta vaaz veriyordum ve bir adam şifa almak için öne doğru yaklaştığı sırada Tanrı’nın Ruhu içimde hareket etmeye başladı.

O zamanlarda meshedilmişliğin farkında değildim; Tanrı’nın varlığının farkındaydım çünkü Kutsal Kitap imanlıların hastaya el koyacağını ve hastalıkların iyileşeceğini öğretir. Aslında eğer duygularıma göre davransam sürekli kendim içindua ettirirdim. Ama bildiğiniz gibi, duygularımıza göre ilerlemiyoruz; imanla ilerliyoruz.

Böylece bu adam karşımda durdu ve birden Rab’bin eli üzerime indi. Hastalığının ne olduğunu sordum. Doktorlar, midesinde arı kovanı kadar büyük bir ülser parçası olduğunu söylemişti. Ameliyatla almak istemişlerdi. Son iki yıldır basit bebek mamalarının dışında hiçbir şey yiyememişti ve genellikle yediklerini de sindirmekte zorlanıyordu.

Rab’bin eli bana dokunduğunda gözlerimi dikkatle adama diktim ama onu görmedim, bunun yerine yaşadığı evi gördüm. Evi ona tarif ettim.

“Önceki gece uykun kaçmıştı ama eşini rahatsız etmek istemedin. O zaman gece yarısı kalkıp evin ön tarafından geçerek arkadaki verandaya yürüdün” dedim. (Teksas’ta klimalar yaygınlaşmadan önce arka bahçelerde verandalar vardı.)

“Orada verandada bir yatak var, o zaman o yatağa uzanırken düştün ve karnını tutmaya başladın – karnın ateş gibi yanıyordu. Bu kadarla da kalmıyor, bilincin de seni rahatsız ediyordu çünkü bu kilisenin bir üyesisin – burada kurtuluşa kavuştun, Kutsal Ruh’ta vaftiz oldun – ama hiçbir zaman ondalık vermedin ve kiliseni desteklemedin.”

Adam gözlerini açıp bana baktı ve, “Sen ya bir falcısın ya da zihin okuyan birisisin – her şey tam anlattığın gibi oldu!” dedi.

Ben, “Ne fal bakıyorum ne de zihin okuyorum” dedim, “Tanrı’nın Ruhu aracılığıyla hizmet ediyorum. Sana hizmet edebilmem için öncelikle bir karar vermelisin, Tanrı’nın hayatına getirdiği ışıkta yürüyecek misin, yürümeyecek misin? Ondalıklarını verme ve kiliseni destekleme konusunda ne yapacaksın?” dedim.

“Ondalığımı vereceğim” dedi.

Ellerimi onun üzerine koyar koymaz Ruh’un bir başka belirtisi gerçekleşti. Kutsal Ruh’tan – Ruh’un verdiği bir bilgi sözünden – adamın bedeninin bir kötü ruh tarafından tutsak alındığını anladım. (Herkesin bedeninde böyle bir tutsaklık söz konusu değildir ama bu adam tutsaktı.) Kötü ruhun adamın bedenini terk etmesi için buyruk verdim. Görünürde hiçbir şey olmadı ama kötü ruh çıkmıştı.

Adama şöyle söyledim, “İki yıldır hiçbir şey yemediğini söylemiştin. Eve git ve kemikli bir et ye” dedim. Eve gitti ve kemikli bir et yedi. Ertesi gün doktora gitti. Röntgen çektiler ve midesinde hiçbir şey bulamadılar. Bir kaç gün içerisinde işine geri döndü.

Bu olayı duyan bir kişi, “Hiçbir şey anlamıyorum” dedi.

“Ne anlamıyorsun?” dedim.

“O adama dua ettin ve ondalık vermesini öğütledin. O akşam dua ettiğin üçüncü kişiydi ama diğer ondalık vermeyenler hakkında hiçbir şey söylemedin. Eğer onun sorununu bildiysen neden diğerlerinin sorunlarını da söylemedin?”

Şöyle yanıt verdim, “Evet, gördüğün gibi bu armağanı kendi başına canının istediği gibi kullanamazsın. Ruh kendi istediği sürece açıklar.”

“Nasıl olur da bir kişinin sorunu açığa çıkar, diğerininki açığa çıkmaz” diye sordu.

“Öyleyse sana bir soru sormak istiyorum” dedim, “Çocuğun var mı?”

“Evet” dedi.

“4 yaşında olan nasıl olur kurtulur da 14 yaşında olan azar işitmeden kurtulamaz?”

“Çünkü büyüğü daha çok şey biliyor” dedi.

“İşte bu nedenle bazı Hıristiyanlar için durum farklıdır” dedim. Amin. Tanrı bazılarımızdan daha fazla şey bekler.

Bir keresinde biri, “Tanrı’nın bazı kişilerden daha fazla şey beklemesi pek adil bir yaklaşım değil” demişti.

Ben de “4 aylık bir bebeğe kıyasla 4 yaşındaki çocuktan daha fazla şey bekliyor musun” diye sordum.

“Evet” dedi.

“Bu durumda sen adil bir yaklaşım sergilememiş olmuyor musun?”

“Hayır”

“Göksel Baba adil bir yaklaşım sergiler” dedim.

Ruh’un belirtileri için Tanrı’yı yüceltelim. Tanrı’nın meshedilişi için Tanrı’yı yüceltelim. Tanrı büyük merhameti ve büyük iyiliği sayesinde yeryüzüne indi ve insanla buluştu, bu Tanrı’nın lütfudur.

Kaynak: Kenneth E. Hagin

 

 

Duaya Mı İhtiyacınız Var?

Buraya Tıklayın