Ruhsal savaş duası, Tanrı’nın bize ruhsal düşmanlarımızı yenmemiz için verdiği bir silahtır. Ruhsal düşman, insan olmayan, bedende değil, görünmeyen alemde yaşayan düşmanlardır. Efesliler 6:12, savaşımız insanlara karşı değil, yönetimlere, hükümranlılara, bu karanlık dünyanın güçlerine, kötülüğün göksel yerlerdeki ruhsal ordularına karşıdır der. Düşmanımız insan olmadığı için insan silahlarıyla savaşamayız.
Düşmanımız şeytan ve onun orduları bize fiziksel olarak değil, ateşli oklarla saldırır. Ateşli ok aklımıza, arzularımıza ve duygularımıza karşı çıkan sözler, lanetler ve düşüncelerdir. Bu saldırılar fiziksel olmasalar dahi bedenimizi etkileyebilirler. Düşman bize zarar vererek, onun yalanlarını ve aldatmacalarını kabul etmemizi sağlar.
Bu saldırılara karşı nasıl korunabiliriz? Bir yol Efesliler 6’da belirtildiği gibi ruhsal zırhımızı giymektir. Tanrı bize, düşmana karşı durmamıza ve direnmemize yardımcı olması için zırhını vermiştir. Böylece ruhun kılıcı olan Tanrı’nın sözünü de ruhsal savaş dualarında kullanabiliriz. Bu, düşmanımızı susturmak için kullanılan bir saldırı silahıdır. Şeytan bizi yutmaya çalışan bir aslan gibi dolaşırken, Tanrı’nın sözünü ilan etmemiz ona karşı kullanabileceğimiz bir kılıç gibidir. Dualarımız göklere ulaştığında, ruhsal dünyadan gelip bizim adımıza savaşacak melek ordularının yardımı gelir. Kutsal Ruh tarafından yönlendirilerek meleklerimizi çağırmak için Tanrı’nın sözünü kullanırız. Hangi bildirilerin ve duaların düşmanı yeneceğini Tanrı bilir. O’nunla işbirliği yaptığımızda bu savaşın kazanıldığını göreceğimizden de emin olabiliriz.
Savaş duasını kullanmak, düşmanlarımızın mağlup olmasını istiyorsak izlememiz gereken bir yoldur. Savaşa katılmamak, Hristiyanlar için bir seçenek değildir. Şeytan, Tanrı’ya ait olduğumuzda bizi görmezden gelmez veya bizi göz ardı etmez. Doğal olarak Şeytan’ın düşmanları oluruz. Bu nedenle, Mesih’te zaferli bir yaşam sürmek istiyorsak, silahlarımızı ve cennetin stratejisini bilmemiz çok önemlidir.