Pek çok kişinin dualarının yanıtlanmamasının sebebi affetmemektir. Kutsal Kitap’tan ayetler okurlar, doğru itiraflardan bulunurlar, imanın 25 adımını bir çırpıda sıralayabilirler – ama birden iman bu kişilerin yaşamlarında işlememeye başlar.
Böyle kişilere danışmanlık yaptım. Bana şöyle diyorlardı, “Hiçbir şey anlamıyorum. İmanım işe yaramıyor. Neler olup bittiğini anlamıyorum.”
Onları daha yakından tanımak için sorular sorarım. Tanrı’nın Sözü’nü bildiklerini fark ederim. Bana ayetleri ezberden okuyabilirler. Sonra başka alanlara da dokunurum. Hayatlarında Tanrı’nın Sözü’ne uygun bir günah olup olmadığını öğrenmek için onların hayat tarzları hakkında sorular sorarım. İyi ve temiz bir yaşam sürdüklerini fark ederim.
Sonra şöyle derim, “Pekâlâ, diğer tüm alanlar temiz olduğuna göre bakılacak tek bir alan kaldı: bağışlama ve sevgide devam etme alanı. Bir kişi size yapmaması gereken bir davranışta bulundu mu?”
Bir RHEMA öğrencisi şu yanıtı verdi: “Bunu sormuş olman çok ilginç. İki ay önce ev arkadaşım evden ayrılmaya karar verdi. Tüm okul yılı boyunca aynı evi paylaşma konusunda anlaşmıştık ama tek başına yaşamaya karar verdi.”
“Ben de bu çok güzel evin kirasını karşılayamadım ve ‘harabe’ bir eve taşınmak zorunda kaldım. Bu yeri hiç beğenmiyorum. Sözüne sadık kalmayarak bana yanlış yaptı!”
Ben de, “Sana yanlış yapmakla ne demek istiyorsun” diye sordum, “Çıkmadan bir süre önce sana yeteri kadar zaman vermedi mi?”
“Dairenin kontratı dolmadan iki ay önce haber verdi – ama tüm okul yılı boyunca anlaşmıştık.”
“Ama kontrat süresi kadar seninle birlikte aynı evdeydi ayrıca sana iki ay da süre verdi.”
“Bu beni ilgilendirmiyor” dedi, “Yaptığı doğru değildi. Bana yanlış yaptı. Başka bir yere taşınmak zorunda kaldım, hem okuldan çok uzak bir yer hem de daha başka bir sürü sorun söz konusu.”
“Sana bir şey söylemek istiyorum” dedim, “Bu konuyu şimdilik unutmalısın. Eğer unutmazsan hayatının diğer tüm alanlarında da sıkıntı yaşayacaksın.”
“Sana şu kadarını söyleyeyim” dedi, “Bana karşı gösterdiği davranışı aslaunutmayacağım. Bana bir pislikmişim gibi davrandı!”
“Orada dur” dedim.
“Hayır” dedi.
Okul yılının bitmesine bir aydan daha az bir süre kalmışken bu adamı RHEMA’dan uzaklaştırmak zorunda kaldık. Ev arkadaşına öfkesinden dolayı onu bağışlamadı ve hayatında iblise kapı açmış oldu. Kurallara karşı çıkarak şöyle diyordu, “Bu kuralı da nereden çıkartmışlar anlamıyorum. Buna itaat etmek zorunda değilim. Ben bu kuralın Tanrı Sözü’ne uygun olduğunu düşünmüyorum.”
Biz insanları hizmete hazırlayan bir kuruluş olduğumuzdan dolayı erkeklerin belirli bir tarzda giyinmesini – kumaş pantolon, ceket ve gömlek giyinmesini isteriz, okulumuzda kot ve tişört istemeyiz. Bu genç okula kot ve tişört giyinerek gelmeye başladı. Bu konuda zorluk çıkarıyordu, “Neden kot ya da tişört giyemediğimi anlamıyorum. İstediğimi yapmakta özgürüm.”
Onunla görüşen fakülte görevlisi şu yanıtı verdi: “Bu şekilde giyinememenin ana sebebi RHEMA’da bu konuda yürürlükte olan bir giyim kuralı olmasıdır.”
“Ama Kutsal Kitap’ta böyle bir kural göremiyorum” dedi.
Fakülte görevlisi şu karşılığı verdi, “Kutsal Kitap’ta araba kullanmak için ehliyetiniz olmalı gibi bir buyruk da görmüyoruz ama buradan çık ve ehliyetin olmadan araba kullanmaya çalış; polis seni durdursun ve ne olacak bakalım.”
Okul yılı başlangıcında bu genç, gelecek vaat eden bir öğrenciydi. Ama sonra içinde beslediği kinle yüreğine bağışlamamanın girmesine izin verdi.
Ona ne mi oldu? Şeytan kafasını tamamen karıştırdı, gözlerini bağladı ve darmadağın etti. Her şeye isyan eder bir halde “aklını yitirdi” – ve tüm bunların hepsi bağışlamama ile başladı.
Kin beslediğinizde ne olur biliyor musunuz? Damarlarınıza fazla yağ hücrelerinin dolması ile aynı şey olur. Yağ hücreleri damarlarınızın çeperlerini doldurmaya ve kan akışını engellemeye başlar. Yağ hücreleri damarlarınızda yığılma yapmaya başladı mı kan akışının tamamen durdurana kadar devam eder.
Ruhsal konularda da bağışlamama benzer bir etki yaratır. Ruh’un aktığı alanı doldurmaya başlar ve eğer dikkat etmezseniz, Ruh’un aktığı bu kanalı tamamen kapatır. Çok geçmeden hiçbir akış olmamaya başlar.
Tanrı’nın huzurunda diz çökün, Kutsal Ruh’un bıçağını alın ve tüm bağışlamamayı hayatınızdan kesip atın. Bu engelden kurtulduğunuzda Ruh’un akışı tekrar başlayacaktır.
Tanrı’nın Sözünde şöyle diyor, “Dua etmeye başladığınızda, bağışlayın.” Elbette her zaman bağışlama sorunu yaşadığınız kişiye gitmeniz gerekmiyor. Bazen bağışlayamadığım kişilerle yüz yüze görüşmem gerekti. Diğer bazı zamanlarda ise Rab bir kişinin bana karşı yaptığı bir şeyi ve benim de henüz bu kişiyi bağışlamamış olduğumu hatırlattı. Bu durumlarda şöyle dua ettim: “Rab, bu kişiyi bağışlıyorum. Bu kişiye karşı içimde kin beslediğim için beni affet.”
İnsanların bana söylediği kötü şeyler üzerinde durmuyorum. Babam bir vaiz olduğundan dolayı herkese ve her söylenene karşı bir şey beslemem için karşıma yeterince çıktı! Gençseniz ve sürekli insanların babanız ve babanızın Tanrı Sözü’ndeki duruşu hakkında kötü düşünceler dile getirdiklerini işitirseniz, kızmak ve hatta kavga etmek için önünüze fırsat çıkar!
Bir toplantı sırasında birkaç vaiz çocuğu ile birlikte balkonda olduğumuz bir zamanı hatırlıyorum. Bazı çocuklar sözlerinde biraz ileri gittiler ve didişmeye başladık. 14 yaşındaydım.
Daha sonra Tanrı ile ilişkimde ciddi bir yolculuğa başladığımda kavga ettiğim bu çocuktan beni bağışlamasını rica ettim. “Öyle konuşmamalıydım” dedim, “Yaptığım doğru değildi, lütfen beni bağışla.”
“Asla” dedi, “Dövdün beni. Ölünceye kadar hakkımı elimde tutacağım.”
“Bu senin sorunun, benim sorunum değil” dedim, “Tanrı senden af dilememi söyledi. Seni seviyorum, kardeşim”
Bu kişi artık Tanrı ile birlikte yürümüyor ve bunun nedeninin bir kısmının kin beslemek olduğuna inanıyorum çünkü hayatınızın bir alanında suç işlemeye (kin tutmaya) bir başladınız mı ve iblise elinizi verdiniz mi, kolunuzu da ele geçirmeye ve sizi köşeye sıkıştırmaya çalışacaktır.
Söylediğim gibi şimdi de kızıyorum. Sağduyu sahibi herkes ara sıra kızabilir ama Tanrı Sözü şu uyarıda bulunur: “Öfkelenin, ama günah işlemeyin. Öfkenizin üzerine güneş batmasın. İblis’e de fırsat vermeyin”(Efesliler 4:26-27).
Kızmak ile kin tutmak arasında bir fark vardır. Bir kişi ile farklı görüşte olamayacağınızı söylemiyorum. Ama farklı görüşleri fikir birliği içerisinde ele alabileceğimizi biliyor muydunuz? Tanrı’nın Sözü’nde farklı düşünmemize izin veren noktalar bulunur ve kimse ile bire bir anlaşacağımız gibi bir durum söz konusu değildir. Belli konularda farklı düşüncelere sahip olabiliriz.
Ancak bir kişi benimle aynı fikirleri paylaşmıyor diye ona karşı kin tutmayacağım. Eğer Rab İsa Mesih’in kanı aracılığıyla kurtuluş sağlanabileceğine inanıyorsa, önemli olan sadece budur. Eğer gerçekten kurtuluşa inanıyorsa ve Tanrı’nın Sözü’ne uygun yaşamaya çalışıyorsa, onunla paydaşlık kurmak için bu yeterlidir.
Pek çoğumuz bu tür insanlarla ilişki bile kurmuyor; “Rab onu bereketlesin, eğer her konuda yüzde yüz aynı düşünmüyorsak, o kişinin etrafında bulunmayacağım” diyoruz.
Eğer bu kişilerle konuşmazsak Tanrı’nın Sözü’nün gerçeğini onlara nasıl iletebiliriz?
Bazılarımız Cennet’te karşılaşacağımız kişilere şaşırabilir. Cennet’e gidebilmenin tek şartı Rab İsa Mesih’in kanı aracılığıyla yeniden doğmaktır. Şifaya inanmak değil; varlıklı olmaya inanmak değil; yabancı dillerle konuşmak gerekmiyor! Tam olarak aynı düşünmediğiniz kişilerle Cennet’te paydaşlık kuracaksınız.
Bazı kilise önderlerinin şöyle dediğini işittim, “Rab’be şükrolsun ki, o hizmet birlik toplantısına katılmayacağım – çok imansız var orada.” Kilisemizin önderlik ekibi, yerel hizmet birlikleri ile oldukça etkin hizmetler yürütmektedir. Farklı bir eyalette kilise önderliği yaptığımda bile hizmet birlikleri ile çalıştım. Yıllar önce o zamanda bu toplantılara katılan bazı iman etmemiş kişiler olduğunu biliyordum ama çoğunluk için bu böyle değil.
Bir gün toplantımız sırasında hepimiz Tanrı’nın bizi hizmete nasıl çağırdığını paylaştık. Bazı Methodist ve Baptist önderlerin sözleri beni şaşırtmıştı. Tanrı onları hizmete çağırmadan önce saatlerce ıssız bir yerde dua etmişlerdi. Yalnızca Pentekostçuların böyle yapacağını sanmıştım!
Kaynak: Kenneth Hagin Jr.
Duaya Mı İhtiyacınız Var?