Ruhsal Savaşın İlkeleri

Aşağıdaki ayetler bize ruhsal savaş hakkında bazı ilkeler öğretmektedir. Şeytan bize saldırdığında aşağıdaki adımları uygulayın:

 

Tanrı’ya Boyun Eğin:  Tanrı’ya gitmekle, kaygılarımızı O’na bırakmakla ve bizimle ilgilendiğini bilmekle Tanrı’nın koruması altına girebiliriz. Petrus ve Yakup kendimizi Tanrı’nın önünde alçaltmamız gerektiğini söyler çünkü Tanrı kibirlilere karşıdır, Ama alçakgönüllülere lütfeder (1 Petrus 5:5, Yakup 4:6).

 

Ayık ve Uyanık Olun: Ruhsal savaşa ayık ve uyanık bir şekilde yaklaşmak gerekir. Yakup şöyle der: Gülüşünüz yasa, sevinciniz üzüntüye dönüşsün  (Yakup 4:9). Petrus şöyle söyler: Ayık ve uyanık olun(1 Petrus 5:8).

 

Daima tetikte olun: Fiziksel olarak yorgun olduğumuzda ve imanlı kardeşlerimizden uzak kaldığımızda ya da Tanrı’nın Sözü’nü çalışmayı ihmal ettiğimizde özellikle dikkatli olmalıyız. Şeytan savunmamızın zayıfladığı anı kollayıp bizi tuzağa düşürmeye çalışacaktır. Petrus, Şeytanın avlamak üzere daima birilerini aradığını söyler.

 

Aynı zamanda günah da duyularımızı köreltecek ve bizi saldırıya açık hale getirecektir. Pavlus tekrar günaha kaymamamız konusunda bizi şöyle uyarır, İblis’e de fırsat vermeyin(Efesliler 4:27).Yakup ise günahtan kaçmamızı tavsiye eder Ey günahkârlar, ellerinizi günahtan temizleyin. Ey kararsızlar, yüreklerinizi paklayın(Yakup 4:8).

 

İblise Karşı Direnin: Elçiler direnmemizi ve dimdik ayakta durmamızı söyler. Bazı durumlarda Şeytan’ın geri çekilmesi için buyruk vermeliyiz ve İsa Mesih’in adı ile yetkisini kullanarak iblisi sesli bir biçimde azarlamalıyız. İblisin İsa Mesih’e ait olan bir yere ayak basma yetkisi yoktur. Şeytan insanların iyi niyetli dileklerine yanıt vermez ama İsa Mesih’in adına ve yetkisine yanıt vermek zorundadır. Tüm bunlara ek olarak Tanrı, düşmanı püskürtmek için bize güçlü bir silah olan Kutsal Kitap’ı vermiştir. Matta dördüncü bölümde İsa’nın iblise karşı direnmek için Kutsal Kitap ayetlerini nasıl kullandığını inceleyin.

 

İblise Karşı Kazanılan Zafer

Şeytan’ın saldırılarına maruz kalan Hıristiyanlar bu ilkeleri uyguladıklarında iki şey gerçekleşecektir:

Öncelikle, iblis kaçacaktır! Şeytan mağlup olmuş bir düşmandır ve Tanrı’ya boyun eğen, temiz bir yüreğe sahip ve ruhsal korunma zırhını giyinmiş bir Hıristiyan ile karşılaştığında, geri dönecek ve arkasına bile bakmadan kaçacaktır.

 

İkinci olarak, Tanrı sizi yükseltecektir! İsa Mesih’in bizim için çarmıh üzerinde kazandığı zaferi tattığımızda daima seviniriz. Kutsal Ruh, ruhumuzu sevinçle coşturduğunda, Tanrı’nın kazandığı zafer için Tanrı’ya övgüler ve şükranlar sunarız. O bizi savunandır ve kurtarıcımızdır!

 

Özgür Olduğunuzda

İnsanlar için dua edin. Ruhsal savaş zırhımızı tanıttıktan sonra Pavlus şunları kaleme alır: Her türlü dua ve yalvarışla, her zaman Ruh’un yönetiminde dua edin. Bu amaçla, bütün kutsallar için yalvarışta bulunarak tam bir adanmışlıkla uyanık durun. Ağzımı her açtığımda bana gerekli söz verilsin diye benim için de dua edin; öyle ki, Müjde’nin sırrını cesaretle bildirebileyim. Uğruna zincire vurulmuş durumda elçilik ettiğim Müjde’yi gerektiği gibi cesaretle duyurabilmem için dua edin.(Efesliler 6:18-20).

 

Dua iletişim kanallarını açık tutar. Böylece Şeytan bize saldırdığında, bizi savunan Tanrı ile dua aracılığıyla bağlantıda oluruz. Dua imanlıları saldırılara karşı kuvvetli tutar. Dua, ruhsal savaşımız için can alıcı öneme sahiptir.

 

 

Duaya Mı İhtiyacınız Var?

Buraya Tıklayın

Hayatımda Zafer Görünmediğinde Asıl Sorun Nedir?

 

Kutsal Kitap bir Hıristiyan için üç sıkıntı kaynağı olduğunu ifade eder: bunlar dünya, benlik ve iblistir. İsa Mesih bu üç sıkıntı kaynağını da mağlup etmiştir ve bir gün üçü de ortadan kalkacaktır. Ancak bu sırada imanlı tüm bu güçlere karşı konumunu korumalıdır. Şimdi bu üç alanı inceleyelim. Bu şekilde size sıkıntı olanın hangisi olduğunu bulabilir ve zafere erişebilirsiniz.

Dünya: Elçi Yuhanna aşağıdaki şu sözlerle bizi dünya hakkında uyarmaktadır, çünkü dünya insanın Tanrı’ya isyana kalkışmasını temsil eder. Dünyayı da dünyaya ait şeyleri de sevmeyin. Dünyayı sevenin Baba’ya sevgisi yoktur. Çünkü dünyaya ait olan her şey -benliğin tutkuları, gözün tutkuları, maddi yaşamın verdiği gurur- Baba’dan değil, dünyadandır. Dünya da dünyasal tutkular da geçer, ama Tanrı’nın isteğini yerine getiren sonsuza dek yaşar (1 Yuhanna 2:15-17).

İsa Mesih dünyayı sevmememiz konusunda bizi uyarmıştır. Yeryüzünde kendinize hazineler biriktirmeyin. Burada güve ve pas onları yiyip bitirir, hırsızlar da girip çalarlar.Bunun yerine kendinize gökte hazineler biriktirin. Orada ne güve ne pas onları yiyip bitirir, ne de hırsızlar girip çalar. Hazineniz neredeyse, yüreğiniz de orada olacaktır.(Matta 6:19-21).

 

Eğer dünya ve dünyanın zenginlikleri bizi cezbediyor ve İsa Mesih’i ve bize gösterdiği iyiliği düşünmek yerine, güç, malvarlığı ya da mevki gibi konuları düşünüyorsak, bu konularda tövbe etmeli ve İsa’ya dönmeliyiz. İsa Mesih dünyayı yenmiştir. O’na dayandığımızda günahlarımızı bağışlayacak ve O’nun zaferinde yaşamamız için bizi güçlendirecektir.

Benlik: İmanlının zorlanacağı ikinci sıkıntı kaynağı benliktir; aynı zamanda “dünyasal doğa” ya da “eski adam” olarak da adlandırılır. Pavlus Koloseli imanlılara şunları yazmıştır: Bu nedenle bedenin dünyasal eğilimlerini fuhşu, pisliği, şehveti, kötü arzuları ve putperestlikle eş olan açgözlülüğü öldürün. Bunlar yüzünden Tanrı’nın gazabı söz dinlemeyenlerin üzerine geliyor. Geçmişte bunlarla iç içe yaşadığınız zaman siz de bu yollarda yürüdünüz. Ama şimdi öfke, kızgınlık, kötü niyet dahil, hepsini üzerinizden sıyırıp atın. Ağzınızdan hiçbir iftira ya da edepsiz söz çıkmasın. Birbirinize yalan söylemeyin. Çünkü eski yaradılışı kötü alışkanlıklarıyla birlikte üzerinizden çıkarıp attınız; eksiksiz bilgiye erişmek için Yaratıcısı’na benzer olmak üzere yenilenen yeni yaradılışı giyindiniz. (Koloseliler 3:5-10).

Neredeyse sürekli dışarıdan (dünyadan) ve içeriden (benliğimizden) saldırı altındayız. Şeytani arzular ve ayartılar bizi bombardımana tutsa da siperimizi korumalıyız ve boyun eğmeyi reddetmeliyiz. İsa denendi ama hiç günah işlemedi. Böylece denenmenin kendisi günah değildir ama aklımızda ve eylemlerimizde ayartıya boyun eğmek günahtır. Bu nedenle her ayartıyı reddedersek ve İsa Mesih’e açık bir biçimde boyun eğersek, eski doğamız üzerinde bir zafer hayatı yaşayabiliriz.

İblis: İblise karşı durmak hakkında Kutsal Kitap’ta birkaç ayet bulunmaktadır. Bunlardan üçünü yakından inceleyelim:

Ayık ve uyanık olun. Düşmanınız İblis kükreyen aslan gibi yutacak birini arayarak dolaşıyor. Dünyanın her yerindeki kardeşlerinizin de aynı acıları çektiğini bilerek imanda sarsılmadan İblis’e karşı direnin.(1 Petrus 5:8-9).

Bunun için Tanrı’ya bağımlı olun. İblis’e karşı direnin, sizden kaçacaktır. Tanrı’ya yaklaşın, O da size yaklaşacaktır. Ey günahkârlar, ellerinizi günahtan temizleyin. Ey kararsızlar, yüreklerinizi paklayın. Kederlenin, yas tutup ağlayın. Gülüşünüz yasa, sevinciniz üzüntüye dönüşsün. Rab’bin önünde kendinizi alçaltın, sizi yüceltecektir.(Yakup 4:7-10).

Son olarak Rab’de, O’nun üstün gücüyle güçlenin. İblis’in hilelerine karşı durabilmek için Tanrı’nın sağladığı bütün silahları kuşanın. Çünkü savaşımız insanlara karşı değil, yönetimlere, hükümranlıklara, bu karanlık dünyanın güçlerine, kötülüğün göksel yerlerdeki ruhsal ordularına karşıdır. Bu nedenle, kötü günde dayanabilmek, gerekli her şeyi yaptıktan sonra yerinizde durabilmek için Tanrı’nın bütün silahlarını kuşanın…Her türlü dua ve yalvarışla, her zaman Ruh’un yönetiminde dua edin. Bu amaçla, bütün kutsallar için yalvarışta bulunarak tam bir adanmışlıkla uyanık durun.(Efesliler 6:10-13, 18).

 

 

Duaya Mı İhtiyacınız Var?

Buraya Tıklayın

Gerçekten Özgürüm!

 

Rab’bin önünde kendinizi alçaltın,

sizi yüceltecektir.

– Yakup 4:10

 

Özgür müsünüz?

İsa Mesih bizi günahtan, kendimizden ve her tür baskıdan özgür kılmak için çarmıh üzerinde öldü ve üçüncü gün dirildi. Rab’bin Ruhu üzerimdedir. Çünkü O beni yoksullara Müjde’yi iletmek için meshetti. Tutsaklara serbest bırakılacaklarını, Körlere gözlerinin açılacağını duyurmak için, Ezilenleri özgürlüğe kavuşturmak Ve Rab’bin lütuf yılını ilan etmek için Beni gönderdi(Luka 4:18). Ancak pek çoğumuz bu özgürlüğü yaşamıyoruz. Bunun tersine baskı altındayız. Korku, depresyon, inançsızlık ya da kontrol edilemeyen bir günah altında acı çekiyoruz. Bunlar olduğunda kendimizi suçluyoruz ve şöyle diyoruz: “Birazcık zorlasam bu durumun üstesinden gelebilirim.” Ya da bazen teşviğimiz kırılıyor ve şöyle düşünüyoruz: “Buna katlanmayı öğrenmeliyim. Hiçbir zaman üstesinden gelemeyeceğim.” Genellikle asıl sorunu göremiyoruz: ruhsal bir saldırı altında olduğumuzu fark edemiyoruz.Çünkü savaşımız insanlara karşı değil, yönetimlere, hükümranlıklara, bu karanlık dünyanın güçlerine, kötülüğün göksel yerlerdeki ruhsal ordularına karşıdır.(Efesliler 6:12).

 

Kutsal Kitap tüm kötülüğün kaynağı olarak Şeytan’ı gösterir. Kutsal Kitap aynı zamanda ruhsal savaşımız ve zaferimiz için gerekli araçları da net bir biçimde açıklar.

 

Ruhsal Savaş Nedir?

Ruhsal savaş ayağa kalkmaktır. Elçi Pavlus şu sözleri kalem almıştır, Bu nedenle, kötü günde dayanabilmek, gerekli her şeyi yaptıktan sonra yerinizde durabilmek için Tanrı’nın bütün silahlarını kuşanın.(Efesliler 6:13).

Savaş dediğimizde genellikle aklımıza askeri birlikler, sıcak bir çatışma, kaybeden bir düşman ve galip gelen bir fatih gelir. Fiziksel bir savaş söz konusu olduğunda durum buysa, ruhsal savaş durumunda sadece ayağa kalkmamız nasıl yeterli olabiliyor? Ayağa kalkmamız yeterli çünkü savaş tamamlandı! Düşman yenildi! İsa Mesih günah üzerindeki savaşı 2000 yıl önce kazandı!

Hayatımızı İsa Mesih’e tamamen teslim ettiğimizde, İsa Mesih’in günah, ölüm ve Şeytan üzerindeki kesin zaferinde dimdik ayakta durmuş oluyoruz. Bu nedenle İncil, iman edenlerin galiplerden üstün(Romalılar 8:37) olduğunu söyler.

 

Duaya Mı İhtiyacınız Var?

Buraya Tıklayın

Sen Özelsin!

C.S. Lewis’in şöyle bir sözü vardır, “Hiçbir insan sıradan değildir. Ölümlü olup da eşsiz olmayan hiçbir insan yoktur.” Ne kadar da doğru bir söz! Her birimiz Tanrı’nın yaratılışının benzersiz bir üyesiyiz.

İster inan ister inanma – birebir sana benzeyen bir kişi daha bulamazsın. Fiziksel görünüşün, sesin ve kişilik özelliklerin – alışkanlıkların, zekan, zevk aldığın şeyler – tüm bunların hepsi seni eşsiz kılmaktadır. Parmak izin bile seni diğer tüm insanlardan farklı kılmaktadır – buna geçmiş, bugün ve gelecekteki tüm insanlar dahildir. Sen kozmik bir fabrikanın montaj hattının ürünü değilsin; sen eşsizsin!

Ancak kimliğinin en önemli noktası Tanrı’nın seni Kendine benzer olarak yaratmış olmasıdır (Yaratılış 1:27). Tanrı O’nun yaratılışını paylaşabilesin diye seni yarattı; sevebilesin, gülebilesin ve O’nu bire bir tanıyabilesin diye yarattı. Sen gerçekten özelsin!

Kutsal Kitap Tanrı’nın senin üzerindeki tüm ilgisini gözler önüne sermektedir. Mezmur yazarı en güzel dualarından birisinde şunları kalem alır: “Sana övgüler sunarım, Çünkü müthiş ve harika yaratılmışım. Ne harika işlerin var! Bunu çok iyi bilirim” (Mezmur 139:14). Sen henüz doğmadan önce Tanrı seni tanıyordu. Ta o zamandan bugüne sadece ve sadece sana özel düşünceleri var, sevgisinden doğup gelen planları var.

Günah denen şeyin korkunçluğunu Tanrı’nın bize duyduğu ilgiyi sezmeye başladığımızda kavrıyoruz. Tanrı seni ve beni çok seviyor; buna karşın çoğu zaman ona sırtını çeviren taraf biz oluyoruz. Böyle yapmakla Tanrı’nın bizim için tasarladığı yaşam engellenmiş oluyor; merhametleri o merhametleri istemeyenlere gelmiyor.

Bu halimizle bile Tanrı için kıymetliyiz, çünkü O’nu aklımızın ucundan geçirmezken bile O bizi sevmeye devam ediyor. Bize tek tek büyük bir değer veriyor. Mezmur yazarının şu sözlerine şaşmamak gerekir, “Hakkımdaki düşüncelerin ne değerli, ey Tanrı, Sayıları ne çok!Kum tanelerinden fazladır saymaya kalksam. Uyanıyorum, hâlâ seninleyim” (Mezmur 139:17-18). Tanrı göklerde yaşayan duygusuz, buz kalpli bir hükümdar değildir. Acılarımızı hisseder; elemlerimizi paylaşır. Bizimle ilgilenir ve her birimizi sevecek kadar bize önem verir.

Aslında Tanrı bizi öylesine çok sever ki, günahlarımız uğruna biricik oğlunu feda etmiştir. “Tanrı’yı biz sevmiş değildik, ama O bizi sevdi ve Oğlu’nu günahlarımızı bağışlatan kurban olarak dünyaya gönderdi. İşte sevgi budur” (1 Yuhanna 4:10).

Sen ve ben Tanrı için bu kadar çok özel olduğumuzdan dolayı, Tanrı bizi bağışlamak istiyor ve bize tam, anlamlı bir hayat vermek istiyor. Kutsal Kitap, İsa Mesih’e güvendiğimiz ve hayatlarımızı düzene koymasına izin verdiğimiz an, “İsa Mesih’te Tanrı’nın şaheseri” olduğumuzu söyler (Efesliler 2:10). Kim bundan daha özel olabilir ki?

Evet, sen Tanrı için değerlisin! Eğer hayatını İsa Mesih’e henüz vermediysen şimdi aşağıdaki dua ile hayatını verebilirsin:

 

Rab, günahlarım uğruna benim yerime ölmek ve ölümden dirilmek üzere İsa Mesih’i gönderdiğin için teşekkür ederim. Öyle ki, bu şekilde senin affını kavrayabileyim ve sonsuza dek Seninle yaşayabileyim. Şimdi İsa Mesih’in benim Kurtarıcım olmasını istiyorum öyle ki beni nasıl yarattıysan öyle yaşayabileyim – Senin şaheserin olarak!

Kaynak: Ted Griffin

 

Duaya Mı İhtiyacınız Var?

Buraya Tıklayın