Kaçımız günlük yaşamlarımızda utanç ile yüz yüze geliyoruz? Bu fark edebileceğimizden çok daha yaygındır.
Utanç, sinsi bir yalancıdır. Hatıralarımıza bize daha çocukken düşmanımız tarafından kazınmış ilk duygularda saklanır. Utanç bize, bir hata olduğumuzu, değersiz ve bozuk hasarlı varlıklar olduğumuzu fısıldar. Bu duygu bizi en yüksek potansiyelemize ulaşmaktan ve gerçek özgürlük içinde yürümekten mahrum bırakabilir.
Tanrı’nın amacı, başarısız olduğumuz ya da günah işlediğimizde kalbimizin, uygunsuz davranışların suçluluğunu hissetmesidir. Bu da bizim temizlik yapmamız ve işleri düzeltmemiz için motivasyon sağlar. İsa, kanı aracılığıyla bağışlamasını alarak ve O’nun paydaşlığında yenilenerek temizlenmemiz için bize bir yol hazırladı.
Ancak utanç, gizlenmemize neden olur. Kendimizi değersiz hissetmemize ve sevginin erişemeyeceği bir yere saklanmamıza neden olur. Lakin utanç bir yalancıdır. Ruhumuzu etkileyen bu duyguyu ayırt etmek zor olabilir ve düşmanın bize söylediği en büyük yalanlardan biridir. Utanç, reddedilme ve terk edilmenin bir sonucu olarak özellikle ebeveynlerimiz veya yaşamımızdaki otoriteler, temel beslenme ve bakım gereksinimlerimizi karşılamadığında ortaya çıkar. Taciz, ihmal veya yetersizlikte gözükür.
İyi haber şu ki, utanma duygusundan kurtulabiliriz! Tanrı’nın her zaman özgürlüğe giden bir yolu vardır. Özgürlüğün yolu, yalanın gerçekliğimiz haline geldiği yerde, Kutsal Ruh ve Tanrı’nın Sözü ile işbirliği yapmaktır. Kutsal Ruh, bizi bu yalana ilk inandığımız anılara götürebilir ve böylece bu yalanın yerine gerçeği koymak için Tanrı’nın Sözünü kullanabiliriz. Bu acı dolu anıları hatırladığımızda, O’nun gerçeğini bize açıklamasını isteyebiliriz. Tanrı’nın gerçeğini kabul etmeli ve düşmanın içimize koyduğu yalanın yerine geçmesine izin vermeliyiz. Bizi özgür kılacak olan kabul ettiğimiz ve hayatımızda uyguladığımız gerçektir.