Tanrı’nın Vaatleri

 

Tanrı’nın Hayatınız için Vaatlerini İlan Edin!

Tanrı’nın vaatlerinin sizin için geçerliği olmadığı düşüncesini mi taşıyorsunuz? Tanrı’nın sizin için vaatlerinin neler olduğunu biliyor musunuz? İsa Mesih’i Rab ve Kurtarıcı olarak kabul ettiğimizde, Göksel Babamızın zamanın öncesinden beri bizim için hazırladığı HER ruhsal armağana ve vaade erişimimiz var. Bugün Tanrı’nın doğaüstü vaatleri ile yürümeye başlayabilirsiniz!

 

  • Bunun yolu nedir?

İlk adım, İsa Mesih’in kanının yetkisi altında olduğunuzu yüreğinizde kabul etmek ve buna iman etmektir. İsa geçmişinizin zincirlerini kırdı ve O’nun aracılığıyla Kutsal Ruh’ta bulunan her bir iyi ve mükemmel armağana erişmenizin yolunu açtı. Buna iman ediyor musunuz?

Şu sözleri yüksek sesle ilan edin:

“Rab İsa, çarmıh üzerinde sunduğun kurban aracılığıyla Göksel Baba’nın bana vaat ettiği her doğaüstü vaade erişebilirim, bunun için sana teşekkür ederim!”

 

  • Okuyun ve İlan Edin

Sonraki adım ise, Tanrı’nın size vaat ettiği sözleri ilan etmektir. Kutsal Kitap Tanrı’nın vaatleri ile doludur. Tanrı’nın yaratılışın başlangıcından beri çocukları için verdiği yüzlerce vaat Kutsal Kitap’ta yer almaktadır. Tanrısal şifaya, bol yaşama, sonsuz sevince, doğaüstü huzura ve daha pek çoğuna artık erişebilirsiniz! Aşağıdaki ayetleri yüksek sesle okuyun, böylece bu sözleri işitmiş de olacaksınız (çünkü iman işitmekle, Tanrı’nın Sözü’nü işitmekle olur) ve burada yazan sözlerin hem sizin için hem de aileniz için gerçek olduğuna inanacaksınız!

Tanrı’nın hayatınızda nasıl çalışmaya başladığını ve her bir laneti berekete çevirdiğini izleyip görün. Tanrı’nın vaatlerinde yaşamak Tanrısal bir yaşam sürmenin bir parçasıdır.

 

Tanrı’nın Vaatleri ile ilgili Ayetler

Mezmur 50:15

Sıkıntılı gününde seslen bana,

Seni kurtarırım, sen de beni yüceltirsin.

 

Yeşaya 58:6

Benim istediğim oruç,

Haksız yere zincire, boyunduruğa vurulanları salıvermek,

Ezilenleri özgürlüğe kavuşturmak,

Her türlü boyunduruğu kırmak değil mi?

 

Yeşaya 61:1-3

Egemen RAB’bin Ruhu üzerimdedir.

Çünkü O beni yoksullara müjde iletmek için meshetti.

Yüreği ezik olanların yaralarını sarmak için,

Tutsaklara serbest bırakılacaklarını,

Zindanlarda bulunanlara kurtulacaklarını,

RAB’bin lütuf yılını,

Tanrımız’ın öç alacağı günü ilan etmek,

Yas tutanların hepsini avutmak,

Siyon’da yas tutanlara yardım sağlamak

–Kül yerine çelenk,

Yas yerine sevinç yağı,

Çaresizlik ruhu yerine

Onlara övgü giysisini vermek– için

RAB beni gönderdi.

Öyle ki, RAB’bin görkemini yansıtmak için,

Onlara “RAB’bin diktiği doğruluk ağaçları” densin.

 

Yuhanna 8:36

Bunun için, Oğul sizi özgür kılarsa, gerçekten özgür olursunuz.

 

Romalılar 8:1

Böylece Mesih İsa’ya ait olanlara artık hiçbir mahkûmiyet yoktur.

 

1 Korintliler 10:13

Herkesin karşılaştığı denemelerden başka denemelerle karşılaşmadınız. Tanrı güvenilirdir, gücünüzü aşan biçimde denenmenize izin vermez. Dayanabilmeniz için denemeyle birlikte çıkış yolunu da sağlayacaktır.

 

2 Korintliler 5:17

Bir kimse Mesih’teyse, yeni yaratıktır; eski şeyler geçmiş, her şey yeni olmuştur.

 

Galatyalılar 5:16

Şunu demek istiyorum: Kutsal Ruh’un yönetiminde yaşayın. O zaman benliğin tutkularını asla yerine getirmezsiniz.

 

Mezmur 34:7

RAB’bin meleği O’ndan korkanların çevresine ordugah kurar,

Kurtarır onları.

 

Mezmur 91:14

“Beni sevdiği için

Onu kurtaracağım” diyor RAB,

“Beni iyi tanıdığı için

Ona kale olacağım.

 

Matta 17:18-21

İsa cini azarlayınca, cin çocuktan çıktı, çocuk o anda iyileşti.

Sonra öğrenciler tek başlarına İsa’ya gelip, “Biz cini neden kovamadık?” diye sordular.

İsa, “İmanınız kıt olduğu için” karşılığını verdi. “Size doğrusunu söyleyeyim, bir hardal tanesi kadar imanınız olsa şu dağa, ‘Buradan şuraya göç’ derseniz, göçer; sizin için imkânsız bir şey olmayacaktır.”

 

Luka 4:16-19

İsa, büyüdüğü Nasıra Kenti’ne geldiğinde her zamanki gibi Şabat Günü havraya gitti. Kutsal Yazılar’ı okumak üzere ayağa kalkınca O’na Peygamber Yeşaya’nın Kitabı verildi. Kitabı açarak şu sözlerin yazılı olduğu yeri buldu: “Rab’bin Ruhu üzerimdedir.

Çünkü O beni yoksullara Müjde’yi iletmek için meshetti.

Tutsaklara serbest bırakılacaklarını,

Körlere gözlerinin açılacağını duyurmak için,

Ezilenleri özgürlüğe kavuşturmak

Ve Rab’bin lütuf yılını ilan etmek için

Beni gönderdi.”

 

Yakup 4:7

Bunun için Tanrı’ya bağımlı olun. İblis’e karşı direnin, sizden kaçacaktır.

 

Vahiy 12:10-11

Bundan sonra gökte yüksek bir sesin şöyle dediğini duydum:

“Tanrımız’ın kurtarışı, gücü, egemenliği

Ve Mesihi’nin yetkisi şimdi gerçekleşti.

Çünkü kardeşlerimizin suçlayıcısı,

Onları Tanrımız’ın önünde gece gündüz suçlayan

Aşağı atıldı.

Kardeşlerimiz Kuzu’nun kanıyla

Ve ettikleri tanıklık bildirisiyle

Onu yendiler.

Ölümü göze alacak kadar

Vazgeçmişlerdi can sevgisinden.

 

Mezmur 9:9-10

RAB ezilenler için bir sığınak,

Sıkıntılı günlerde bir kaledir.

Seni tanıyanlar sana güvenir,

Çünkü sana yönelenleri hiç terk etmedin, ya RAB.

 

Mezmur 34:17

Doğrular yakarır, RAB duyar;

Bütün sıkıntılarından kurtarır onları.

 

Mezmur 107:13-16

O zaman sıkıntı içinde RAB’be yakardılar,

RAB kurtardı onları dertlerinden;

Çıkardı karanlıktan, zifiri karanlıktan,

Kopardı zincirlerini.

Şükretsinler RAB’be sevgisi için,

İnsanlar yararına yaptığı harikalar için!

16 Çünkü *tunç kapıları kırdı,

Demir kapı kollarını parçaladı O.

 

Süleyman’ın Özdeyişleri 12:25

Kaygılı yürek insanı çökertir,

Ama güzel söz sevindirir.

 

Yeşaya 41:10

Korkma, çünkü ben seninleyim,

Yılma, çünkü Tanrın benim.

Seni güçlendireceğim, evet, sana yardım edeceğim;

Zafer kazanan sağ elimle sana destek olacağım.

 

Yeşaya 54:10

Dağlar yerinden kalksa, tepeler sarsılsa da

Sadakatim senin üzerinden kalkmaz,

Esenlik antlaşmam sarsılmaz”

Diyor sana merhamet eden RAB.

 

Ağıtlar 3:22-23

RAB’bin sevgisi hiç tükenmez,

Merhameti asla son bulmaz;

Her sabah tazelenir onlar,

Sadakatin büyüktür.

 

Mısır’dan Çıkış 20:12

“Annene babana saygı göster. Öyle ki, Tanrın RAB’bin sana vereceği ülkede ömrün uzun olsun.

 

Mezmur 103:17-18

Ama RAB kendisinden korkanları sonsuza dek sever,

Antlaşmasına uyan

Ve buyruklarına uymayı anımsayan soylarına adil davranır.

 

Süleyman’ın Özdeyişleri 22:6

Çocuğu tutması gereken yola göre yetiştir,

Yaşlandığında o yoldan ayrılmaz.

 

Süleyman’ın Özdeyişleri 23:24

Doğru kişinin babası coştukça coşar,

Bilgece davranan oğulun babası sevinir.

 

Yeşaya 44:3

‘Susamış toprağı sulayacak,

Kurumuş toprakta dereler akıtacağım.

Çocuklarının üzerine Ruhum’u dökecek,

Soyunu kutsayacağım.

 

Yeşaya 49:25

Ama RAB diyor ki,

“Evet, güçlünün elindeki tutsaklar alınacak,

Zorbanın aldığı ganimet de kurtarılacak.

Seninle çekişenle ben çekişeceğim,

Senin çocuklarını ben kurtaracağım.

 

Malaki 4:6

O babaların yüreklerini çocuklarına, çocukların yüreklerini babalarına döndürecek. Öyle ki, gelip ülkeyi lanetleyerek yok etmeyeyim.”

 

Mısır’dan Çıkış 14:14

RAB sizin için savaşacak, siz sakin olun yeter.”

 

Yasa’nın Tekrarı 31:8

RAB’bin kendisi sana öncülük edecek, seninle birlikte olacak. Seni terk etmeyecek, seni yüzüstü bırakmayacak. Korkma, yılma.”

 

Mezmur 18:3

Övgüye değer RAB’be seslenir,

Kurtulurum düşmanlarımdan.

 

Mezmur 23:4

Karanlık ölüm vadisinden geçsem bile,

Kötülükten korkmam.

Çünkü sen benimlesin.

Çomağın, değneğin güven verir bana.

 

Mezmur 27:1

RAB benim ışığım, kurtuluşumdur,

Kimseden korkmam.

RAB yaşamımın kalesidir,

Kimseden yılmam.

 

Yeşaya 41:13

Çünkü sağ elinden tutan,

‘Korkma, sana yardım edeceğim’ diyen Tanrın RAB benim.

 

Yeşaya 43:2

Suların içinden geçerken seninle olacağım,

Irmakların içinden geçerken su boyunu aşmayacak.

Ateşin içinde yürürken yanmayacaksın,

Alevler seni yakmayacak.

 

Yuhanna 14:27

Size esenlik bırakıyorum, size kendi esenliğimi veriyorum. Ben size dünyanın verdiği gibi vermiyorum. Yüreğiniz sıkılmasın ve korkmasın.

 

Süleyman’ın Özdeyişleri 1:23

Uyardığımda yola gelin, o zaman size yüreğimi açar,

Sözlerimi anlamanıza yardım ederim.

 

Luka 11:13

Sizler kötü yürekli olduğunuz halde çocuklarınıza güzel armağanlar vermeyi biliyorsanız, gökteki Baba’nın, kendisinden dileyenlere Kutsal Ruh’u vereceği çok daha kesin değil mi?”

 

Yuhanna 14:13

Baba Oğul’da yüceltilsin diye, benim adımla dilediğiniz her şeyi yapacağım.

 

Elçilerin İşleri 1:8

“Ama Kutsal Ruh üzerinize inince güç alacaksınız. Yeruşalim’de, bütün Yahudiye ve Samiriye’de ve dünyanın dört bucağında benim tanıklarım olacaksınız.”

 

Süleyman’ın Özdeyişleri 10:4

Tembel eller insanı yoksullaştırır,

Çalışkan el zengin eder.

 

Elçilerin İşleri 2:16-18

Bu gördüğünüz, Peygamber Yoel aracılığıyla önceden bildirilen olaydır:

‘Son günlerde, diyor Tanrı,

Bütün insanların üzerine Ruhum’u dökeceğim.

Oğullarınız, kızlarınız peygamberlikte bulunacaklar.

Gençleriniz görümler,

Yaşlılarınız düşler görecek.

O günler kadın erkek

Kullarımın üzerine Ruhum’u dökeceğim,

Onlar da peygamberlik edecekler.

 

Elçilerin İşleri 2:38-39

Petrus onlara şu karşılığı verdi: “Tövbe edin, her biriniz İsa Mesih’in adıyla vaftiz olsun. Böylece günahlarınız bağışlanacak ve Kutsal Ruh armağanını alacaksınız. Bu vaat sizler, çocuklarınız, uzaktakilerin hepsi için, Tanrımız Rab’bin çağıracağı herkes için geçerlidir.”

 

Efesliler 3:16-19

Baba’nın kendi yüceliğinin zenginliği uyarınca Ruhu’yla sizi iç varlığınızda kudretle güçlendirmesini ve Mesih’in iman yoluyla yüreklerinizde yaşamasını dilerim. Öyle ki, Tanrı’nın bütün doluluğuyla dolmanız için, sevgide köklenmiş ve temellenmiş olarak bütün kutsallarla birlikte Mesih’in sevgisinin ne denli geniş ve uzun, yüksek ve derin olduğunu anlamaya, bilgiyi çok aşan bu sevgiyi kavramaya gücünüz yetsin.

 

Yasa’nın Tekrarı 28:12

RAB ülkenize yağmuru zamanında yağdırmak ve bütün emeğinizi verimli kılmak için göklerdeki zengin hazinesini açacak. Birçok ulusa ödünç vereceksiniz; siz ödünç almayacaksınız.

 

Süleyman’ın Özdeyişleri 13:11

Havadan kazanılan para yok olur,

Azar azar biriktirenin serveti çok olur.

 

Malaki 3:10

Tapınağımda yiyecek bulunması için bütün ondalıklarınızı ambara getirin. Beni bununla sınayın” diyor Her Şeye Egemen RAB. “Göreceksiniz ki, göklerin kapaklarını size açacağım, üzerinize dolup taşan bereket yağdıracağım.

 

Matta 6:33

Siz öncelikle O’nun egemenliğinin ve doğruluğunun ardından gidin, o zaman size bütün bunlar da verilecektir.

 

Filipililer 4:19

anrım da her ihtiyacınızı kendi zenginliğiyle Mesih İsa’da görkemli bir biçimde karşılayacaktır.

 

2 Tarihler 7:14

adımla çağrılan halkım alçakgönüllülüğü takınır, bana yönelip dua eder, kötü yollarından dönerse, gökten onları duyacağım, günahlarını bağışlayıp ülkelerini sağlığa kavuşturacağım.

 

Mezmur 85:2

Halkının suçlarını bağışladın,

Bütün günahlarını yok saydın.

 

Mezmur 86:5

Sen iyi ve bağışlayıcısın, ya Rab,

Sana yakaran herkese bol sevgi gösterirsin.

 

Markos 11:25-26

Kalkıp dua ettiğiniz zaman, birine karşı bir şikâyetiniz varsa onu bağışlayın ki, göklerdeki Babanız da sizin suçlarınızı bağışlasın.”

 

Efesliler 4:32

Birbirinize karşı iyi yürekli, şefkatli olun. Tanrı sizi Mesih’te bağışladığı gibi, siz de birbirinizi bağışlayın.

 

1 Yuhanna 1:9

Ama günahlarımızı itiraf edersek, güvenilir ve adil olan Tanrı günahlarımızı bağışlayıp bizi her kötülükten arındıracaktır.

 

Yaratılış 28:15

Seninle birlikteyim. Gideceğin her yerde seni koruyacak ve bu topraklara geri getireceğim. Verdiğim sözü yerine getirinceye kadar senden ayrılmayacağım.”

 

Yeşu 1:9

Sana güçlü ve yürekli ol demedim mi? Korkma, yılma. Çünkü Tanrın RAB gideceğin her yerde seninle birlikte olacak.”

 

Mezmur 25:12

Kim RAB’den korkarsa,

RAB ona seçeceği yolu gösterir.

 

Mezmur 32:8

Eğiteceğim seni, gideceğin yolu göstereceğim,

Öğüt vereceğim sana,

Gözüm sendedir.

 

Süleyman’ın Özdeyişleri 3:5-6

RAB’be güven bütün yüreğinle,

Kendi aklına bel bağlama.

Yaptığın her işte RAB’bi an,

O senin yolunu düze çıkarır.

 

Yeşaya 58:10

Açlar uğruna kendinizi feda eder,

Yoksulların gereksinimini karşılarsanız,

Işığınız karanlıkta parlayacak,

Karanlığınız öğlen gibi ışıyacak.

 

Yeşaya 65:24

Onlar bana yakarmadan yanıt verecek,

Daha konuşurlarken işiteceğim onları.

 

Yeremya 33:3

‘Bana yakar da seni yanıtlayayım; bilmediğin büyük, akıl almaz şeyleri sana bildireyim.’

 

Yuhanna 16:13

Ne var ki O, yani Gerçeğin Ruhu gelince, sizi tüm gerçeğe yöneltecek. Çünkü kendiliğinden konuşmayacak, yalnız duyduklarını söyleyecek ve gelecekte olacakları size bildirecek.

 

Yakup 1:5

İçinizden birinin bilgelikte eksiği varsa, herkese cömertçe, azarlamadan veren Tanrı’dan istesin; kendisine verilecektir.

 

Mısır’dan Çıkış 15:26

“Ben, Tanrınız RAB’bin sözünü dikkatle dinler, gözümde doğru olanı yapar, buyruklarıma kulak verir, bütün kurallarıma uyarsanız, Mısırlılar’a verdiğim hastalıkların hiçbirini size vermeyeceğim” dedi, “Çünkü size şifa veren RAB benim.”

 

Mezmur 103:2-5

RAB’be övgüler sun, ey canım!

İyiliklerinin hiçbirini unutma!

Bütün suçlarını bağışlayan,

Bütün hastalıklarını iyileştiren,

Canını ölüm çukurundan kurtaran,

Sana sevgi ve sevecenlik tacı giydiren,

Yaşam boyu seni iyiliklerle doyuran O’dur,

Bu nedenle gençliğin kartalınki gibi tazelenir.

 

Süleyman’ın Özdeyişleri 3:7-8

Kendini bilge biri olarak görme,

RAB’den kork, kötülükten uzak dur.

Böylece bedenin sağlık

Ve ferahlık bulur.

 

Yeşaya 40:31

RAB’be umut bağlayanlarsa taze güce kavuşur,

Kanat açıp yükselirler kartallar gibi.

Koşar ama zayıf düşmez,

Yürür ama yorulmazlar.

 

Yeşaya 53:5

Oysa, bizim isyanlarımız yüzünden onun bedeni deşildi,

Bizim suçlarımız yüzünden o eziyet çekti.

Esenliğimiz için gerekli olan ceza

Ona verildi.

Bizler onun yaralarıyla şifa bulduk.

 

Yeremya 17:14

Şifa ver bana, ya RAB,

O zaman iyi olurum;

Kurtar beni, kurtuluş bulurum,

Çünkü övgüm sensin.

 

Yeremya 30:17

Ama ben seni sağlığına kavuşturacak,

Yaralarını iyileştireceğim’ diyor RAB,

‘Çünkü Siyon itilmiş,

Onu arayan soran yok diyorlar.’

 

Malaki 4:2

Ama siz, adıma saygı gösterenler için ışınlarıyla şifa getiren doğruluk güneşi doğacak. Ve çıkıp ahırdan salınmış buzağılar gibi sıçrayacaksınız.

 

Yakup 5:14-15

İçinizden biri hasta mı, kilisenin *ihtiyarlarını çağırtsın; Rab’bin adıyla üzerine yağ sürüp onun için dua etsinler. 15 İmanla edilen dua hastayı iyileştirecek ve Rab onu ayağa kaldıracaktır. Eğer hasta günah işlemişse, günahları bağışlanacaktır.

 

Yaratılış 2:18
Sonra, “Adem’in yalnız kalması iyi değil” dedi, “Ona uygun bir yardımcı yaratacağım.”

 

Mezmur 37:4

RAB’den zevk al,

O senin yüreğinin dileklerini yerine getirecektir.

 

Mezmur 68:6

Tanrı kimsesizlere ev verir,

Tutsakları özgürlüğe ve gönence kavuşturur,

Ama başkaldıranlar kurak yerde oturur.

 

Süleyman’ın Özdeyişleri 18:22

İyi bir eş bulan iyilik bulur

Ve RAB’bin lütfuna erer.

 

Yeşaya 54:5

Çünkü kocan, seni yaratandır.

O’nun adı Her Şeye Egemen RAB’dir,

İsrail’in Kutsalı’dır seni kurtaran.

O’na bütün dünyanın Tanrısı denir.”

Yeremya 29:11

Çünkü sizin için düşündüğüm tasarıları biliyorum” diyor RAB. “Kötü tasarılar değil, size umutlu bir gelecek sağlayan esenlik tasarıları bunlar.

1 Yuhanna 5:14

Tanrı’nın önünde güvenimiz şu ki, O’nun isteğine uygun ne dilersek bizi işitir.

Yeşaya 44:22

İsyanlarınızı bulut gibi,

Günahlarınızı sis gibi sildim.

Bana dönün, çünkü sizi kurtardım.”

 

Yeremya 15:21

“Seni kötünün elinden kurtaracak,

Acımasızın avucundan kurtaracağım.”

 

Yuhanna 3:16

“Çünkü Tanrı dünyayı o kadar çok sevdi ki, biricik Oğlu’nu verdi. Öyle ki, O’na iman edenlerin hiçbiri mahvolmasın, hepsi sonsuz yaşama kavuşsun.

 

Yuhanna 3:36

Oğul’a iman edenin sonsuz yaşamı vardır. Ama Oğul’un sözünü dinlemeyen yaşamı görmeyecektir. Tanrı’nın gazabı böylesinin üzerinde kalır.

 

Romalılar 6:23

Çünkü günahın ücreti ölüm, Tanrı’nın armağanı ise Rabbimiz Mesih İsa’da sonsuz yaşamdır.

 

Romalılar 8:38-39

Eminim ki, ne ölüm, ne yaşam, ne melekler, ne yönetimler, ne şimdiki ne gelecek zaman, ne güçler, ne yükseklik, ne derinlik, ne de yaratılmış başka bir şey bizi Rabbimiz Mesih İsa’da olan Tanrı sevgisinden ayırmaya yetecektir.

 

Romalılar 10:9-10

İsa’nın Rab olduğunu ağzınla açıkça söyler ve Tanrı’nın O’nu ölümden dirilttiğine yürekten iman edersen, kurtulacaksın. Çünkü insan yürekten iman ederek aklanır, imanını ağzıyla açıklayarak kurtulur.

 

Efesliler 1:6-8

Öyle ki, sevgili Oğlu’nda bize bağışladığı yüce lütfu övülsün. Tam bir bilgelik ve anlayışla üzerimize yağdırdığı lütfunun zenginliği sayesinde Mesih’in kanı aracılığıyla Mesih’te kurtuluşa, suçlarımızın bağışlanmasına kavuştuk.

 

İbraniler 13:5

Yaşayışınız para sevgisinden uzak olsun. Sahip olduklarınızla yetinin. Çünkü Tanrı şöyle dedi:

“Seni asla terk etmeyeceğim,

Seni asla yüzüstü bırakmayacağım.”

 

Vahiy 3:5

Galip gelen böylece beyaz giysiler giyecek. Onun adını yaşam kitabından hiç silmeyeceğim. Babam’ın ve meleklerinin önünde o kişinin adını açıkça anacağım.

 

Vahiy 3:20

İşte kapıda durmuş, kapıyı çalıyorum. Biri sesimi işitir ve kapıyı açarsa, onun yanına gireceğim; ben onunla, o da benimle, birlikte yemek yiyeceğiz.

 

Mezmur 27:14

Umudunu RAB’be bağla,

Güçlü ve yürekli ol;

Umudunu RAB’be bağla!

 

Yeşaya 40:29

Yorulanı güçlendirir,

Takati olmayanın kudretini artırır.

 

Yeşaya 54:17

Ama sana karşı yapılan hiçbir silah işe yaramayacak,

Mahkemede seni suçlayan her dili

Suçlu çıkaracaksın.

RAB’be kulluk edenlerin mirası şudur:

Onların gönenci bendendir” diyor RAB.

 

Hezekiel 36:26

Size yeni bir yürek verecek, içinize yeni bir ruh koyacağım. İçinizdeki taştan yüreği çıkaracak, size etten bir yürek vereceğim.

 

2 Korintliler 4:17

Çünkü geçici, hafif sıkıntılarımız bize, ağırlıkta hiçbir şeyle karşılaştırılamayacak kadar büyük, sonsuz bir yücelik kazandırmaktadır.

 

Galatyalılar 6:9

İyilik yapmaktan usanmayalım. Gevşemezsek mevsiminde biçeriz.

 

Filipililer 1:6

Sizde iyi bir işe başlamış olan Tanrı’nın bunu Mesih İsa’nın gününe dek tamamlayacağına güvenim var.

 

Filipililer 4:13

Sizde iyi bir işe başlamış olan Tanrı’nın bunu Mesih İsa’nın gününe dek tamamlayacağına güvenim var.

 

 

Duaya Mı İhtiyacınız Var?

Buraya Tıklayın

 

Yıkıcı Düşünce Kalıpları

 

  1. “Peki Ya” düşünüş şekli

Bu yıkıcı düşünüş şekli kaygılı kişilerde oldukça yaygındır. Bu düşünüş şekline örnekler şöyledir: “Ya işimi kaybedersem?” “Ya evimi kaybedersem?” “Ya çocuklarım madde bağımlısı olursa?” “Ya kalp krizi geçirirsem?” “Ya kanser olursam?”

“Peki ya” düşünüş şeklinin korku ve kaygı soluduğunu fark etmişsinizdir. Eğer “peki ya”lara odaklanırsanız, korkunuz büyür, ancak Tanrı’nın Sözü’ne odaklanırsanız, korkunuz kaybolur. Bu “peki ya” düşünüşlerini azaltın. Çünkü imanımızı dağıtır ve iman olmadan Tanrı’yı hoşnut etmek olanaksızdır.

“Peki ya” düşünüşü yerine Tanrı’nın Sözleri’ni düşünün, örneğin, “Tanrı bana her zaman zafer kazandırır”, “Beni güçlendiren Mesih aracılığıyla her şeyi yapabilirim”, “Eğer Tanrı benden yanaysa, kim bana karşı durabilir?”, “Tanrı kendisini sevenler için her şeyi iyilikle etkin kılmıştır”, “Tanrı senin için çalışıyor”. Bunlar Tanrı’nın Sözü’nde yer alan vaatlerdir ve bu sözlere güvenebileceğinizi biliyorsunuz.

Tanrı’nın Sözlerini her söylediğinizde, sanki bahçeye bir tohum ekmek gibidir. Tanrı’nın Sözlerini her ilan ettiğinizde, sanki o tohumu sulamak gibidir. Ama her “peki ya” dediğinizde, sanki o bitkiyi kökünden sökmek gibidir. Bu nedenle “peki ya” demeyin.

 

Tanrı Sözü’nün İlan Edilmesi

İman eden herkes için her şeyin mümkün olduğunu ilan ediyorum (Markos 9:23). “Peki ya” ile başlayan cümleleri sunağa bırakıyorum. Bu “peki ya” durumunun ve “peki ya” sözlerinin imanı yok ettiğini oysa iman olmadan Tanrı’yı hoşnut etmenin mümkün olmadığını kavrıyorum. “peki ya” diyerek Tanrı’nın vaatlerinin değerli tohumunu sökmeyi reddediyorum. Bunu yapmak yerine Tanrı’nın vaatlerini ilan edeceğim ve “Tanrı Sözü ne diyor” diyerek Tanrı Sözünü hatırlayacağım.

 

  1. Felakete Dönüştürme

Bu düşünüş şeklini “korkunç kılma” olarak adlandırıyorum çünkü aslında burada zihin hoş olmayan olayları büyük gösterir ve olduğundan daha korkunç, berbat bile hale sokar. Bu düşünce şekline göre kişi bir pireyi deve yapar. Felakete dönüştüren insanları genellikle iki kuruş değerinde bir soruna 10 lira harcayanlar olarak tarif ederim.

Felakete dönüştürmenin kullandığı sözcükler şunlardır: korkunç, berbat, iğrenç, dayanılmaz, rezalet, yıkıcı, katlanılmaz ve ümitsiz. Bunlar küçük bir durumu büyük bir stres haline dönüştürüp büyük kaygılara sebep olan uç sözcüklerdir. Yanan ateşe benzin dökmeye benzer, bu yanıcı sözler kaygı ateşini besler.

Ateşi söndürmenin tek yolu bu yanıcı ifadeleri sözcük dağarcığınızdan çıkartmak ve çok pratik, çok gerçekçi, daha az duygusal sözcüklerle değiştirmektir; örneğin, talihsizlik, uygun olmamak, zorluk, sıkıntılı, yakışıksız, rahatsızlık verici ya da tartışılabilir.

Bu tiyatroya bir son verin! Felakete dönüştüren düşünüş şeklini belirlemeyi ve azaltmayı öğrenin. Eşinizden ya da yakın bir arkadaşınızdan bu sözleri belirlemenize yardım etmelerini isteyin ve bu düşünceleri aşağıdaki gibi onay cümleleriyle değiştirmeyi öğrenin.

 

Tanrı Sözü’nün İlan Edilmesi

Bir şeyi felakete dönüştürmek yerine imanla oluşturulmuş sözler kullanmayı seçiyorum çünkü “Tanrı’nın, kendisini sevenlerle, amacı uyarınca çağrılmış olanlarla birlikte her durumda iyilik için etkin olduğunu biliyorum” (Romalılar 8:28). Felakete dönüştüren sözleri örneğin talihsizlik ya da uygunsuzluk gibi daha az duygu yüklü sözlerle değiştiriyorum. Bu yeni düşünce yapısı bende olağan bir hale gelip bir alışkanlık ve düşünüş şekline dönüşene dek uygulamaya devam edeceğim.

 

  1. Daima en kötü sonucu beklemek

Bu hem kaygı hem depresyon yaşayan bireylerde yaygın bir yıkıcı düşünce şeklidir. “Murphy Yasası” zihniyetine göre programlanmışlardır. Murphy Yasası’nı hatırlıyor musunuz? Bu Yasa, eğer bir şeyin kötüye gitme ihtimali varsa, büyük ihtimalle kötüye gidecektir der.

Bu tür düşünüşe örnek ifadeler şöyledir: “Eğer kötü bir şey olacaksa, mutlaka bana olur.” “Patronum bugün hiç bana selam vermedi, büyük bir ihtimalle benden nefret ediyor ve beni işten atacak.” “Kocam akşam yemeğine geç kaldı, eminim birisiyle ilişki yaşıyor.” “Çocuğumun ateşi ve baş ağrısı var, eminim menenjit oldu.”

Bir şeyi tekrar ve tekrar düşünüyorsanız, bu düşüncelerin yerine gelmesini duyuran bir peygamberlik sözüne potansiyel bir ortam yaratmış oluyorsunuz. En kötü ihtimali hayal etmekle aslında bilmeden kötü durumları bir mıknatıs gibi hayatınıza çekiyorsunuz. Galatyalılar 6:7 şöyle der: “Aldanmayın, Tanrı alaya alınmaz. İnsan ne ekerse onu biçer.”. Diğer bir deyişle, eğer toprağa en kötü durum senaryolarını ekerseniz, gün gelir bir en kötü durum biçersiniz.

En kötü olasılığı düşünmek yerine, başınıza iyi bir şeyler gelmesini bekleyin.

 

Tanrı Sözü’nün İlan Edilmesi

Mezmur 91:10’da yazılı olduğu gibi hiçbir kötülük bana ya da aileme gelmeyecek, hiçbir bela konutuma yaklaşmayacak. En kötü sonucu bekleme düşünce kalıbını kovuyorum ve ilan ediyorum: bugün ve bundan sonraki her gün benim ve ailemin başına yalnızca iyi şeyler gelecek. Tanrı’yı seven kişilerin hayatında her şeyin iyilik için etkin olduğunu kavrıyorum. Sevdiklerim ve ben, Tanrı’nın koruması altındayız.

 

  1. Hemen yargıya varma

Hemen yargıya varan kişileri “felaket tellalı” olarak adlandırıyorum çünkü bu yıkıcı düşünce kalıbı genellikle depresyona ve kaygıya sebep olur. Hayatlı bir şekilde karşılarındaki kişilerin ne düşündüklerini bildiklerine inanırlar, üstelik ellerinde bu inançlarını destekleyen bir gerçek yoktur. Depresyonu ve kaygıyı besleyen olumsuz varsayımları sürekli olarak ve bir alışkanlık halinde sürdürürler.

 

Örneğin, en sevdiğini lokantaya gidersiniz ve içeride iki arkadaşınızın sizsiz yemek yediklerini görürsünüz. Size bakarlar ve sonra aralarında bir şey konuşurlar. Siz de bunun üzerine hemen sizinle arkadaş olmak istemedikleri, size mesafe koydukları ya da fiziksel bir kusurda bulunduklarını varsayarsınız. Gerçekte o lokantada sizin için hazırladıkları bir doğum günü sürprizi hakkında konuşmaktadırlar ve onları orada gördüğünüz için sürprizi fark etmemiş olduğunuzu ümit ederler.

 

Bir yargıya vardığınızda bunu fark etmeyi öğrenin. İnsanlardan en iyisini bekleme gayretini gösterin. Gerçek olup olmadığını bilmediğiniz şeyler hakkında kaygılanmak yerine, bir sonuca varmadan önce konuyla ilgili daha fazla bilginin ortaya çıkması için beklemekte kararlı olun.

 

Tanrı Sözü’nün İlan Edilmesi

Hemen bir sonuca varmayı reddediyorum ama bunun yerine 1. Korintliler 13:7’yi uygulayacağım, bu ayette yazılı olduğu gibi sevgi “Sevgi her şeye katlanır, her şeye inanır, her şeyi umut eder, her şeye dayanır.”. Hemen bir sonuca varmayı reddediyorum ama bunun yerine düşüncelerimi yakalayıp Tanrı’nın Sözü ile uyumlu noktaya taşıyacağım. Bir yargıya varmak yerine yüreğimi korumayı ve iletişim kurduğumu herkesi sevmeyi seçiyorum.

 

 

  1. Siyah-Beyaz tarzı düşünüş

Eğer bu düşünüş şeklinin sıkıntısını yaşıyorsanız, şartları ve olayları gri bölümlerin bulunmadığı siyah ve beyaz olarak görürsünüz. Belki işini ya kusursuz ya da değersiz gören bir mükemmeliyetçisiniz. Belki ortalama bir iş performansını ya da ortalama bir notu tam bir başarısızlık olarak değerlendirebilirsiniz. Sizin düşünce yapınıza göre ikinci sırada olmak söz konusu olamaz. Kazanan olmak birinci olmaktır; bunun dışındaki herkes kaybetmiştir.

Bu yıkıcı düşünüş şekli sizi başarısızlığa, hayal kırıklığına, depresyona ve kaygıya götürür. Tam bir başarısızlık daima sadece bir adım ötenizdedir. Ödevinizi mükemmel bir şekilde yapmak için saatlerce çalışırsınız ya da ertelersiniz ve hiçbir zaman tamamlamazsınız çünkü mükemmel değildir, değersiz olduğunu hissedersiniz.

Ayrıca eğer mükemmeliyetçilikle mücadele ediyorsanız, kıyaslama tuzağına düşmemeye de özen göstermelisiniz. Kendini insanlarla kıyaslamak tatmin hissinin tersidir. Pavlus Filipililer 4:11 de şunları kaleme alır: “Bunu ihtiyacım olduğu için söylemiyorum. Çünkü ben her durumda eldekiyle yetinmeyi öğrendim”. Kıyasladığınızda kederleneceğinizi anlayın.

 

Sahip olmadıklarınıza odaklanmayın ve sahip olduklarınız için Tanrı’ya şükredin. Eski arabanızla ilgili şikayet etmek yerine, bir arabanız olduğu için Tanrı’ya övgüler sunun. Yeryüzündeki insanların çoğu bir arabaya sahip değildir. Tanrı’nın Sözü bizi şikayet etme hakkında uyarmaktadır. Filipililer 2:14 şöyle der: “Her şeyi söylenmeden ve çekişmeden yapın ki, yaşam sözüne sımsıkı sarılarak aralarında evrendeki yıldızlar gibi parladığınız bu eğri ve sapık kuşağın ortasında kusursuz ve saf, Tanrı’nın lekesiz çocukları olasınız. Öyle ki, boşuna koşmadığımı, boşuna emek vermediğimi görerek Mesih’in gününde övünecek bir nedenim olsun ”.

 

Tanrı Sözü’nün İlan Edilmesi

Sadece İsa mükemmeldi ve ben hiçbir zaman mükemmel olamam. Elimden gelenin en iyisini yapmayı ama kendimi hiç kimse ile kıyaslamamayı seçiyorum. Hata yapacak olsam bile kendimi her zaman bağışlıyorum, kendimi kabul ediyorum ve kendimi koşulsuzca seviyorum. (Her gün aynaya baktığınızda kendinize şunu söyleyin: “Hata yapacak olsam bile kendimi her zaman bağışlıyorum, kendimi kabul ediyorum ve kendimi koşulsuzca seviyorum” ).

 

  1. Uygulanamaz kurallar

Bu kişi genellikle kaygı tuzağında kapana sıkışmıştır. Genellikle yapılması gerekenler, mecburiyetler hakkında bir dizi keskin kuralı vardır ve hem insanlar hem olayları kendi küçük kutusuna sıkıştırmaya çalışır. Beklentileri gerçek dışıdır çünkü insanlar ve şartlar üzerinde hiçbir kontrolü yoktur.

 

Kurallar ne kadar yürütülemez ve gerçekdışı ise hayal kırıklığı da o kadar büyüktür. Bu hayal kırıklığı genellikle kaygı, kızgınlık, asabiyet, suçluluk, depresyon ve endişe olarak ortaya çıkar.

 

Bu tür düşünüş yapısını örnek şu şekildedir: “İnsanlar böylesine dikkatsizce araç kullanmamalılar ve benim yoluma çıkmamalılar.”

 

Eğer bu tür bir düşünce kalıbının sıkıntısını yaşıyorsanız, insanların belli şeyler yapmasını, toplumun belli bir şekilde yol almasını ya da şartların daima beklenen şekilde ortaya çıkmasını beklersiniz. Ancak hayat adil değildir ve hem şartlar hem insanlar sizi hayal kırıklığına uğratacaktır. Bu düşünüş şekli sizi gergin, öfkeli, acılıkla dolu ve kızgın yapacak ve depresyona ve/veya kaygıya sürükleyecektir.

 

Sağlıklı düşünen bir kişi kurması gereken tek olmalı cümlesinin Kutsal Kitap’a dayalı şu cümle olduğunu bilir: “Merhamet göstermeliyim, insanları affetmeliyim.” İnsanlar ve şartlar genellikle istediğimiz şekilde gelişmez. İsa, Matta 5:7’de şunu söylemiştir: “Ne mutlu merhametli olanlara! Çünkü onlar merhamet bulacaklar”. Diğer bir deyişle gerçekleşmesi mümkün olmayan kurallar yerine çevreme merhamet dağıttığımda merhamet bulacağım.

Bu bana Sefiller müzikalini hatırlatır. Jean Valjean bir ekmek somunu çaldığı için hapse atıldı ve orada çalıştı. Sonunda hapisten çıktı ve bir rahibin evinde pahalı şamdanlar ve pahalı eşyalar çaldı. Bu hırsızlığı gerçekleştirmiş olmasına rağmen, tutuklanıp rahibin evine götürüldüğünde rahip onu bağışladı ve onu getiren yetkililere eşyaları kendisinin verdiğini söyledi. Kendisine gösterilen merhamet armağanı öylesine büyüktü ki Jean Valjean hayatının geriye kalanını iyilik yapmaya adadı.

 

Tanrı Sözü’nün İlan Edilmesi

Tüm uygulanamaz kuralları serbest bırakıyorum; bunlar yerine iletişim kurduğum herkese sevgi ve merhamet göstereceğim ve onların nasıl davranması, nasıl hareket etmesi ile ilgili düşüncelerimi dikkate almayacağım. Sevgi kötülüğün hesabını tutmaz, bu nedenle kayıt defterimi atıyorum.

Sözcük dağarcığımdan olmalı ile başlayan ifadeleri atıyorum ve “tercih ediyorum” ve “arzuluyorum” ifadeleri ile yer değiştiriyorum. Olmalı ifadelerini yıkıyorum ve Mesih’e itaate tutsak ediyorum.

 

  1. Etiketleme

Eski bir söz olan, “İstediğin kadar konuş dur, beni yaralayamazsın” tamamen yanlış bir sözdür. Sözler duygusal olarak yaralar ve hem depresyona hem de kaygıya yol açan bir inanç sistemi oluşturur.

Bahçedeki yabani otları topladığımız gibi bu sözleri de toplamalıyız ve sözcük dağarcığımızdan çıkarmalıyız. Kendimiz ve diğer insanlar için kullandığımız yaygın etiketler şunlardır: salak, pislik, deli, sakar, beceriksiz, geri zekâlı, aptal, değersiz, zavallı, moron v.b. İşyerimde çocukların ve ebeveynlerin şakalaştıklarını ve sıklıkla birbirlerine bu sözleri kullandıklarını işitiyorum.

Bu aşağılayıcı ifadelerin insanları başarısızlığa, aklını yitirmeye, depresyona ve kaygıya götüren bozuk düşünce kalıpları oluşturduklarını hatırlatmak istiyorum. Bu etiketler insanın kendine duyduğu özsaygıyı ve öz değeri azaltır ve bunun sonucunda ise kendilerini hiçbir zaman sevemeyebilir ve bağışlamayabilirler.

 

Tanrı Sözü’nün İlan Edilmesi

2 Korintliler 5:17’ye göre ben Mesih’te yeni bir canlıyım ve bana karşı söylenmiş her tür olumsuz, aşağılayıcı, onur kırıcı etiketi iptal ediyorum. Diğer insanlara etiketler taktığım için tövbe ediyorum. İnsanlara olumsuz etiketler takma düşüncesini reddediyorum. Kendimi ve insanları Tanrı’nın gördüğü gibi görmek istiyorum. Tanrı beni “kıymetli” “sevgili”, “gözbebeğim” olarak adlandırır ve ben Tanrı’nın çocuğuyum.

 

  1. Olumsuz Filtre

Bu kişi genellikle olumlu ve iyi olan tüm bilgileri önemsemez. Genellikle olumlu olan her şeyi dikkate almaz. Diğer bir deyişle güzel bir iltifat duyabilir ama bunu genellikle önemsemez ya da güvenmez.

Bunun yerine aslında eleştirileri ve olumsuz bilgileri hatırlar. Tamamen kötü olana odaklanır iyi şeyler akıp giderken kötü şeylere tutunur. Genellikle kendisinin ya da başkalarının zayıflıklarına odaklanır ve kuvvetli yanlarını unutur, kendisi ve insanlar hakkında çok eleştirel davranır.

Bu dünyada kimse mükemmel değildir; hiç kimse her şeyi yapmaya yeterli değildir. Ancak yetersizliklerine, eksikliklerine ya da hatalarına odaklanan kişiler ümitsizlik çukuruna düşebilir. Bu nedenle bu düşünceyi “çukur düşüncesi” olarak adlandırıyorum. Genellikle depresyon ile yakından ilgilidir. Eğer “çukur düşüncesine” sahipseniz, hoş olmayan bir durumu alıp hayatınızın geri kalanının bu göre gelişeceğine inanarak büyük olasılıkla aşırı genelleme yaparsınız. Büyük ihtimalle her zaman ve asla sözcüklerini çok kullanırsınız. “Her zaman böyle olacağım” ve “Hiçbir zaman değişmeyeceğim” gibi düşünürsünüz. Kullandığınız bu her zaman ve asla sözcüklerinin mutlak sözcükler olmadığına dikkat edin, değişemeyeceğiniz fikri ile size bir tuzak kurulduğuna dikkat edin.

Eğer bu mücadele ettiğiniz bir konu ise size bir kez daha iltifat edildiğinde, bunu kabul ederek tadını çıkartın. Doğru olan bir iltifatı ya da övgüyü lütufla kabul etmenin gururla ilgili bir yanı yoktur. Bu kaygıyı azaltmakla kalmayacak ama aynı zamanda hayatınıza zenginlik de katacaktır. Yıllar önce bir kilise önderinden şu sözü işitmiştim: “Zaferlerini ve başarılarını hatırla ama başarısızlıklarını ve eksikliklerini unut.”

 

Tanrı Sözü’nün İlan Edilmesi

Bu olumsuz düşünce kalıbından dolayı tövbe ediyorum. Yeşaya 61:3’ü cesaretle ilan ediyorum. Tanrı bana ağırlık ruhu yerine övgü giysisi verir. Eski olumsuz zihinsel filtreyi çıkartıyorum, yeni övgü ve şükran giysisini giyiniyorum.

 

Filipililer 4:8’e göre yalnızca olumlu düşünceleri seçiyorum, bu ayette gerçek, saygıdeğer, doğru, pak, sevimli, hayranlık uyandıran, erdemli ve övülmeye değer şeyleri düşünmem söylenir. Tanrı benim düşünce filtremi olumlu bir filtreye çevirdi. Beni korkunç bir çukurdan çıkardı ve ağzıma yeni bir şükran ve övgü ilahisi koydu. Akşam haberleri gerçek, saygıdeğer ve doğru olsa da neredeyse hiçbir zaman pak, sevimli, hayranlık uyandıran, erdemli ve övülmeye değer değildir. Tüm düşünceleri, medyayı, televizyon programlarını, filmleri ve hatta kendi sözlerimi bile Filipililer 4:8’e göre değerlendireceğim. Bir şey tüm bu kriterlerden geçemezse izlemeyi, düşünmeyi ya da konuşmayı reddediyorum.

 

  1. Duygusal mantık yürütme

Bu yıkıcı düşünce kalıbına sahip kişiler kendi duygularını bilimsel bir gerçek gibi görürler. Eğer depresyonda ya da kaygılı hissediyorsa, kötü bir şeylerin başına geleceğine inanır. Eğer yetersiz hissediyorsa kötü bir şey yapmış olduğunu düşünür. Eğer insanlar tarafından reddedilmiş hissediyorsa, değersiz olduğunu düşünür. Eğer gireceği bir sınav için ümitsiz hissediyorsa, sınava bile girmeyebilir. Duyguları onu mağlubiyete uğrattığından dolayı vazgeçme denenmesi ile mücadele eder.

Sağlıklı düşünen kişi duyguları ile kendi öz değerini birbirinden ayırır. Şu anki duygularını geleceğin olaylarından ayırabilir. Hislerine rağmen içinde bulunduğu durumu Tanrı’nın vaatlerine inanarak, itiraf ederek, derin derin düşünerek ve Tanrı’nın isteğinin her durumda gerçekleşmesi beklentisinde olarak değiştirebileceğine inanır.

Olumsuz duygular olumsuz ve depresif düşünceler düşündüğünüzün işaretidir. Derhal bu duyguların kökünde bulunan düşüncelere ve inançlara ulaşmalısınız ve zihninizi kanalını şükran kanalına değiştirmelisiniz.

 

Tanrı Sözü’nün İlan Edilmesi

Duyguların ve hislerin etkisi altında olmayacağım çünkü doğru kişi imanla yaşayacak (İbraniler 10:38) ve iman olmadan Tanrı’yı hoşnut etmek olanaksızdır (İbraniler 11:6). Sarsılmayacağım çünkü içinde bulunduğum durum hislerime değil, Tanrı’nın söyledikleri temeline dayanır. Galatyalılar 6:9’da Pavlus şöyle söyler: İyilik yapmaktan usanmayalım. Gevşemezsek mevsiminde biçeriz”. Hiç duraksamadan ümidime sımsıkı sarılacağım çünkü vaat eden Tanrı sadıktır. Tanrı’nın benim hakkımda söylediği vaatlere inanıyorum ve duygularımın beni kontrol etmesini reddediyorum.

 

  1. Suçlama oyunu

Depresyonda olan ve kaygılı pek çok kişi, insanları ya da Tanrı’yı suçlama tuzağına düşmüşlerdir. Bu durum öfkeye, husumete, acılığa, depresyona ve kaygıya yol açan bir duygu ve düşünce kısır döngüsünü yaratır.

Mağdur zihniyetine sahip kişiler işte bu bozuk düşünürler sınıfına girerler. Kendilerinin içinde bulundukları şartların kurbanı olduklarını ve başlarına gelen her kötü şeyin başka bir kişinin suçu olduğunu düşünürler. Bu düşünüş yapısına bir örnek şu şekilde olabilir: “İşimi kaybetmem onun suçu [eşini işaret eder] çünkü sabahları kahvaltımı vaktinde hazır etmeyip işe geç kalmama sebep oldu.” Bu kişi hiçbir sorumluluk almamıştır.

Bu yıkıcı düşünce kalıbından özgür olmak için öncelikle şunu fark etmek önemlidir: suçlama oyunu kendi hatalarınızı sorumluluğunu almanıza engel olur ve suçu bir başkasına atar. Suçlama sizi geçmişe hapseder; aynı zamanda kendinizi değerlendirmenizi ve hayatınızı kundaklamaya devam eden düşünce yapılarını ve düşünce kalıplarını tanıyıp yok etmenizi engeller. Suçlamak yerine sorumluluğu alın, kendinizi bağışlayın ve insanları suçlamayı bırakın. Eğer suç gerçekten o kişininse onu bağışlayın. Bağışlamanın bir his olmadığını bir karar olduğunu fark edin. Bugün suçlamak yerine bağışlamayı seçin – bunu karşınızdaki kişi için değil, kendi fiziksel ve duygusal huzurunuz için yapın.

 

Tanrı Sözü’nün İlan Edilmesi

Kendime, insanlara ve Tanrı’ya yönelik tüm suçlamalarımı bırakıyorum. Tanrı’nın Sözü şöyle söyler: “Ne mutlu merhametli olanlara, onlar merhamet bulacaklar.” Yaralanmış olmama rağmen bağışlamayı ve bu borcu iptal etmeyi seçiyorum. Bağışlama bir buyruktur ve eğer bağışlamazsam, bağışlanmayacağımı anlıyorum (Markos 11:25-26). Her yarayı ve acıyı suçlamayı ya da tekrar masaya getirmeyi reddediyorum. Bağışlamanın bir his olmadığını bir karar olduğunu fark ediyorum. Suçlamak yerine bağışlamayı seçiyorum.

Kaynak: Don Colbert

 

 

Duaya Mı İhtiyacınız Var?

Buraya Tıklayın

 

En Büyük Başarı

 

Daha önce de söz ettiğim gibi başarı, “saygıdeğer hedeflerin sürekli olarak yerine getirilmesidir.”

Yaşamınız boyunca pek çok değerli hedefin peşinden koşacaksınız ve pek çoğunu başaracaksınız. Sizin içinizdeki tam da yaşamın o enerjisi sizi gün be gün o hiç durmayan yarışta sürükleyecek.

Ancak yaşamınızı uğruna harcamaya değer pek çok hedefi başarmaya çalışarak geçirmek mümkündür, sadece bunlar kasırgadaki iskambil kartları gibi göz açıp kapayıncaya dek yok olabilirler.

İsa şöyle demişti, “İnsan bütün dünyayı kazanıp da canını yitirirse, canından olursa, bunun kendisine ne yararı olur?” (Luka 9:25). Bir kaç tane yüksek öğrenim yapabilirsiniz, evlenebilirsiniz, çok iyi çocuklarınız olabilir, başarılı bir iş kurabilirsiniz, içinde bulunduğunuz çevrede bir lider konumuna gelebilirsiniz, hatta ülkenin yöneticisi bile olabilirsiniz. Demek istediğim, kelimenin tam anlamıyla tüm dünyayı elde edebilirsiniz ama canınızı yitirirseniz, aslında hiçbir şey elde etmediniz demektir.

Tüm hedeflerimiz bu mutlak hedefin ışığında berrak bir şekilde görünmelidir – yani cennette İsa araçlığıyla ulaşmak. Mutlak başarı budur.

“Öyle yol var ki, insana düz gibi görünür, Ama sonu ölümdür.” (Süleyman’ın Özdeyişleri 14:12). Tanrı’ya giden yolu bildiğinizi düşünebilirsiniz ama kendi yarattığımız tüm yolların sonu bellidir – ölüm.

Gerçekte yaşamınız için bulabileceğiniz kalıcı esenliğin tek bir yolu vardır. İsa şöyle söylemiştir, “Ey bütün yorgunlar ve yükü ağır olanlar! Bana gelin, ben size rahat veririm. ” (Matta 11:28).

İsa çarmıh üzerinde canını feda ettiğinden dolayı, bizim için Tanrı’ya giden yol ve mezarın ötesinde bol sevinçle dolu bir yaşamı paylaşmanın yolu bellidir.

Tanrı’nın sizden istediği sadece şudur, içinize bakın ve günahın sizi Tanrı’dan nasıl ayrı düşürdüğünü görün. Ne kadar iyilik yaparsanız yapın ya da en kötü günahlardan kaçınırsanız kaçının bunlardan hiçbirinin kutsal Tanrı’nın önünde durabilmenizi mümkün kılmayacağını yüreğinizde anlayın. Ve günahlarımızın bedeli olarak İsa Mesih’in çarmıh üzerindeki ölümünü kabul edin. Böylece Tanrı Kendisini yaşamınızın Rab’bi olarak kabul etme kararını vermeniz aracılığıyla sizin aracılığınızla yaşayabilsin.

Bu kararı veren kişiler Elçi Pavlus gibi şu sözleri haykırabilir, “Mesih’le birlikte çarmıha gerildim. Artık ben yaşamıyorum, Mesih bende yaşıyor. Şimdi bedende sürdürdüğüm yaşamı, beni seven ve benim için kendini feda eden Tanrı Oğlu’na imanla sürdürüyorum” Galatyalılar 2:20).

Eğer aradığınız hayat bu ise – yani amaçla dolu, doyumla dolu ve Tanrı’nın size günah üzerinde zafer sağlayarak sizin yeterliliklerinizin de ötesinde O’na hizmet etme özgürlüğüne sahip olduğunuz dolu dolu bir yaşam arıyorsanız, şimdi İsa’yı yüreğinize davet edin.

Şöyle dua edebilirsiniz: “Rab İsa, ben kendi bildiğim şekilde yapmaya çalıştım ama hep beklediğimden az gerçekleşti çünkü hiçbir zaman sana izin vermedim; beni yaratan, beni seven ve benimle ilgili her şeyi bilen Tanrı’nın hayatımla ilgili tam kontrolde olmasına izin vermedim. Seni yaşamımın Rab’bi olarak ilan ediyorum ve tüm kalbimle günahlarım için öldüğüne, üçüncü gün ölümden dirildiğine iman ediyorum. Beni kurtardığın için şimdi ve sonsuzlarca Sana şükran borçluyum!”

Eğer bu duayı gerçekten tüm kalbinizle ettiyseniz, mutlak hedefinizi “sürekli devam eden bir kavrayışla” anlamaya başladınız – bu İsa Mesih’tir. Gerçek şu ki, İsa Mesih’in yüceliğinin ışığında biz aslında bir hiçiz. Yine de O’nunla başladığınız bu yolculuğun muhteşem sevinci şu ki, Tanrı size yeryüzünde yapmanız için çok belirgin işler verecek. İsa Mesih’teki imanınız rahatlamanız ve her bir uğraşınızda O’nunla başarılı olmanız için sizi özgür kılacaktır.

Eğer yukarıdaki duayı edip İsa Mesih’i yüreğinize davet ettiyseniz lütfen bizi arayınız, biz de sizin bu büyük sevincinize katılmak istiyoruz. Sizin için dua etmek ve sorularınızı yanıtlamak için her zaman buradayız. Ayrıca İsa Mesih’le ilişkinizde büyümenize katkı sağlayacak öğretişleri ve ek kaynakları size göndermek istiyoruz.

“Rab İsa Mesih’in lütfu, Tanrı’nın sevgisi ve Kutsal Ruh’un paydaşlığı hepinizle birlikte olsun.” (2 Korintliler 13:14).

Kaynak: Pat Robertson

 

Duaya Mı İhtiyacınız Var?

Buraya Tıklayın

Tanrı’nın Görkemi

 

Tanrı’nın Görkemi Nedir?

  • Tanrı’nın görkemi Tanrı’nın kuşatan, parlak ve karşı konulamaz Varlığıdır.

 

Tanrı’nın görkemi içerisinde olmak Tanrı’nın varlığında olmaktır. O’nun varlığı Ruhsal düzeyde görülebilir, hissedilebilir ve anlaşılabilir. Ruhumuz Tanrı’nın görkemine ve varlığına karşı büyük bir özlem duyar. Hayatımızın her bir günü Her Şeye Gücü Yeten Yüce Tanrı’nın karşı konulmaz görkemi içerisinde yürümemiz mümkündür.

 

Tanrı’nın görkemi ile ilgili örneklere tüm Kutsal Kitap boyunca rastlamaktayız. Tanrı’nın görkemi Eski Antlaşma’da bir bulut ve parlak bir ışık olarak tasvir edilmiştir.

 

Mısır’dan Çıkış 24:15-18 Musa dağa çıkınca, bulut dağı kapladı. RAB’bin görkemi Sina Dağı’nın üzerine indi. Bulut dağı altı gün örttü. Yedinci gün RAB bulutun içinden Musa’ya seslendi. RAB’bin görkemi İsrailliler’e dağın doruğunda yakıcı bir ateş gibi görünüyordu. Musa bulutun içinden dağa çıktı. Kırk gün kırk gece dağda kaldı.

 

Mısır’dan Çıkış 40:35-38 Musa Buluşma Çadırı’na giremedi; çünkü bulut her yeri kaplamış, RAB’bin görkemi konutu doldurmuştu. İsrailliler ancak bulut konutun üzerinden kalkınca göçerlerdi. Bulut durdukça yerlerinden ayrılmaz, kalkacağı günü beklerlerdi. Böylece bütün yolculuklarında konutun üzerinde gündüzün RAB’bin bulutu, gece de ateş İsrailliler’e yol gösterdi.

 

1 Krallar 8:9-11 Sandığın içinde Musa’nın Horev Dağı’nda koyduğu iki taş levhadan başka bir şey yoktu. Bunlar Mısır’dan çıkışlarında RAB’bin İsrailliler’le yaptığı antlaşmanın taş levhalarıydı. Kâhinler Kutsal Yer’den çıkınca, RAB’bin Tapınağı’nı bir bulut doldurdu. Bu bulut yüzünden kâhinler görevlerini sürdüremediler. Çünkü RAB’bin görkemi tapınağı doldurmuştu.

 

Yuhanna 17:20-22 “Yalnız onlar için değil, onların sözüyle bana iman edenler için de istekte bulunuyorum, hepsi bir olsunlar. Baba, senin bende olduğun ve benim sende olduğum gibi, onlar da bizde olsunlar. Dünya da beni senin gönderdiğine iman etsin. Bana verdiğin yüceliği onlara verdim. Öyle ki, bizim bir olduğumuz gibi bir olsunlar.

 

Görkem ile ilgili Günlük Derin Düşünme Ayetleri

 

““Kalk, parla; Çünkü Işığın geliyor,

RAB’bin yüceliği üzerine doğuyor.

Dünyayı karanlık, halkları koyu karanlık örtüyor;

Oysa RAB senin üzerine doğacak,

Yüceliği üzerinde görünecek.

Uluslar senin Işığına,

Krallar üzerine doğan aydınlığa gelecek.”

Yeşaya 60:1-3

 

RAB’bin sesi sulara hükmediyor,

Yüce Tanrı gürlüyor,

RAB engin sulara hükmediyor.

Mezmur 29:3

 

Tanrı’yı gizli tuttuğu şeyler için,

Krallarıysa açığa çıkardıkları için yüceltiriz.

Süleyman’ın Özdeyişleri 25:2

 

Her yanı çiçeklenip sevinçle coşacak,

Sevincini haykıracak.

Lübnan’ın yüceliği,

Karmel ve Şaron’un görkemi ona verilecek.

İnsanlar RAB’bin yüceliğini,

Tanrımız’ın görkemini görecek.

Yeşaya 35:2

 

İsrail Tanrısı’nın görkeminin doğudan geldiğini gördüm. Sesi gürül gürül akan suların sesi gibiydi. Görkeminden yeryüzü aydınlıkla doldu.

Hezekiel 43:2

 

 

Duaya Mı İhtiyacınız Var?

Buraya Tıklayın

 

Zihnimizdeki Virüs

Bugün sahip olduğunuz pek çok düşünce kalıbı ebeveynlerinizden ya da hayatınızda söz sahibi diğer yetkili figürlerinden öğrenilmiştir. Doğduğunuzda aklınız, içinde yepyeni bir işletim sistemi olan yepyeni bir bilgisayar gibiydi. Düşünce şekliniz aklınızdaki bilgisayarı “çalıştırır” ve hayatınızı sürdüren “işletim sistemini” başlatır. Bu işletim sistemini programlayan kişiler ebeveynleriniz ya da sizi yetiştiren kişilerdir. Eğer ebeveynleriniz sizi övgü, tatmin, minnettarlık, sevgi ve sevinçle programladılarsa, hayatınızı bu tür tutumlar ve beklentilerle sürdüreceksiniz.

 

Kuşkusuz İsa’nın sesini duydunuz, O’ndaki gerçeğe uygun olarak O’nun yolunda eğitildiniz. Önceki yaşayışınıza ait olup aldatıcı tutkularla yozlaşan eski yaradılışı üzerinizden sıyırıp atmayı, düşüncede ve ruhta yenilenmeyi, gerçek doğruluk ve kutsallıkta Tanrı’ya benzer yaratılan yeni yaradılışı giyinmeyi öğrendiniz.

EFESLİLER 4:21-24

 

Ama eğer kaygı ile programladılarsa, kaygılanmaya eğilimli olacaksınız; eğer korku ile programladılarsa, en doğal tepkiniz korkmak olacaktır; eğer en kötüyü beklemek ile programladılarsa, en kötü şeyin gerçekleşmesini bekleyeceksiniz. Ebeveynleriniz hiçbir zaman akıllı olamayacağınızı, hiçbir zaman ulaşamayacağınızı, hiçbir zaman başaramayacağınızı ya da yeterli beceriye sahip olmadığınızı söyleyerek düşüncelerinize sınırlama programlamış olabilir.

Amacım ebeveynlerinizi suçlamanız değildir – her şeyden öte ebeveynlerinizin düşünme şekilleri de kendi ebeveynleri tarafından programlanmıştır ve onların da düşünme şekilleri kendi ebeveynleri tarafından programlanmıştır ve bu şekilde gider. En basit haliyle amacım, düşünce şekillerinizin nasıl oluştuğunu anlamanıza yardımcı olmaktır.

Her şey aslında Adem ve Havva’nın Aden Bahçesinde Tanrı’ya itaatsizlik etmesi ile başladı. Günah virüsünün insanlığın donanım sistemine girmesine sebep oldular ve o andan itibaren her yürek ve zihin mikrobu kaptı. Bozulmuş düşünce, olumsuzluk, ümitsizlik, öfke ve güvensizlik ile programlandık.

Bir Hıristiyan yeniden doğduğunda Mesih’in günahları affedişini alır ve İsa’yı yüreğine davet eder. Öte yandan günah virüsü yok edilmiş olmasına rağmen pek çok Hıristiyan zararlı yazılımı zihinlerinden temizlemez. Zarar verici duyguları, düşünceleri ve inançları belirleyip bunları Tanrı Sözü ile yer değiştirmeliyiz; bunu Tanrı’nın düşünceleri ve inançları zihinlerimizde ve yüreklerimizde otomatik olarak ortaya çıkana kadar sürdürmeliyiz.

Bir an için bilgisayar virüsü örneğimizi düşünün. Virüs en iyi bilgisayara bile girip yazılım sistemlerine bulaştığında ne olur? Öncelik bilgisayarın belli parçaları işlevini doğru bir şekilde yerine getirmez ve hızını kaybeder. Sonunda bilgisayar donar ve çalışmaz.

Durum aklımız için de böyledir. Günahlı virüsler hayatımıza girer, yazılım sistemlerini acılık, bağışlamama, kin, nefret, kıskançlık, öfke, hiddet vb. ile lekeler. Tüm sisteme bulaşabilirse, bilgisayar örneğinde olduğu gibi, tüm işlevinize etki edebilir. Çok geçmeden sadece zihinsel ve duygusal sağlığınız değil ama fiziksel sağlığınız da etkilenir ve sizi depresyona, kaygıya ve bir dizi fiziksel hastalığa sürükler.

Olumsuz düşüncelerin ve zehirli duyguların pek çok hastalığın ve sağlık probleminin kaynağı olduğuna tüm kalbimle inanıyorum. Pek çok hastaya “bağışlama tedavisi” olarak adlandırdığım bir başlangıç tedavisi uyguluyorum.

Sonra depresyonu ve kaygıyı tetikleyen hisleri, inançları ve düşünceleri fark etmeyi onlara öğretiyorum. Bu hastalar yıkıcı düşünce kalıplarını ve inançlarını Tanrı’nın Sözü ile yer değiştirmeyi öğreniyorlar. Aynı zamanda minnettarlık, tatmin ve sevinçlerini ifade etmenin önemini vurguluyorum; çünkü bu, aklı ve yüreği kaygı ile depresyondan korumak için gereklidir. (Bu konuyu ileride daha da açacağım).

Ancak pek çok doktor, psikolog ve psikiyatrist, depresyon ve kaygı durumları için sadece hastadaki belirtileri iyileştirme çalışmakta ve bu amaçla bazı psikolojik ve tıbbi tedaviler uygulamaktadırlar; bu şekilde sorunun köküne inmek hiçbir zaman mümkün değildir.

 

BİLİŞSEL DAVRANIŞ TERAPİSİ

Dr. Aaron Beck kendi zamanının psikiyatri ölçütlerine göre yetişmiş bir psikiyatristti. Uzun yıllar önce hastalarındaki depresyon, kaygı ve öfke sorunları hakkında fikir edinmek için rüyaları incelemişti. Kendisi aynı zamanda Freud’un ‘hastaların kendi düşüncelerini tartışması’ olarak açıklanabilecek temel araçlardan biri olan “serbest ilintiyi” kullanmıştı.

1960’lı yıllara gelindiğinde bu yaklaşım Dr. Beck’i tatmin etmemeye başladı. Hastalarını istediklerini düşünmekte serbest bıraktığında, daha iyileşeceklerine hastaların seansın sonunda daha da kötü hissederek tamamladıklarını fark etti. Ancak hastalara sorunları çözme konusunda pratik yaklaşımlarla yardım ettiğinde, son derece iyi gelişme kaydettiklerini gözlemledi.

Bu bulgular temeline dayanarak Dr. Beck, hastalarının kendi otomatik düşünce kalıplarını fark edip, sorgulayıp, yeniden programlamaları için hastalarına yardım etmeye başladı. Bu daha sonraları ‘bilişsel terapi’ ya da ‘bilişsel davranışsal terapi’ olarak adlandırıldı.

Bilişsel-davranışsal terapide hasta kendi düşüncesini incelemeyi ve her olumsuz inancı, varsayımı ya da duyguyu sorgulamayı öğrenir. “Eğer kötü bir şey olacaksa, gelip beni bulur” gibi olumsuz düşünce kalıpları yıkıldığında, bunlarla birlikte gelen acı verici beklentiler kendini gerçekleştirme gücünü yitirir ve çoğu insan çarpıcı bir gelişim gösterir.

Yıllar süresince öğrendiğim bir şey var, hastaları bilişsel-davranışsal bir terapiste gönderdiğimde gelişim gösterirler ama yine de çoğunun Tanrı’nın Sözü (Kutsal Kitap) aracılığıyla yeniden programlanmaya ihtiyacı vardır.

Matta 13’te bulunan buğday ve deliceler benzetmesinde göklerin egemenliğinin tarlaya tohum eken bir çiftçi gibi olduğu yazılıdır ama gece işçiler gittikten sonra düşman gelir tohumlar arasına delice eker.

Yıkıcı düşünceler aklınıza ve yüreğinize ekilmiş düşünceler gibidir. Kelimenin tam anlamıyla sizi depresyona ve kaygıya tutsak edebilecek büyük ruhsal kalelere dönüşebilirler.

Bu kaleleri yok edebilmek için bu deliceleri tanımayı ve kökünden sökmeyi ve daha sonra delicelerin yeniden kök salmasını engelleyecek Tanrı Sözü’nün “bozulmaz tohumunu” ekmeyi öğrenmelisiniz. Tanrı Sözü’nün bu tohumu aklınıza ve yüreğinize ekildiğinde, tam bir esenlik, sevinç, şükran ve Ruh’un meyvelerinin tamamı ortaya çıkar. (Bkz. Galatyalılar 5:22-23)

Tanrı’nın Sözü’nü sadece okumak sizi tatmin etmemeli; bu Söz yüreğinize “ekilmeli”. Bu bazı ayetleri ezberlemeniz anlamına gelir, öyle ki her tür olumsuz ve yıkıcı düşünce ile ruhsal olarak mücadele etmeniz gerektiğinde bu ayetleri hatırlayabilesiniz.

İyi haber ise şudur, yeniden programlanması gereken yalnızca on temel yıkıcı inanç vardır. Bunlardan bazılarını Stress Less ve Deadly Emotions adlı kitaplarımda sıraladım. Aşağıda değineceğim yıkıcı düşünce kalıpları hastalarımda karşılaştığım en yaygın on düşünce kalıbıdır. Tanınmış bir psikiyatrist ve Feeling Good adlı eserin yazarı Dr. David Burns tarafından belirlenen on yıkıcı düşünce kalıbı ile benzerlik göstermektedirler. Buradaki bazı yıkıcı inançlar depresyon, bazıları kaygı ve bazıları ise hem depresyon hem kaygı ile ilişkilidir.

Buradaki olumsuz düşünce kalıplarına yakalandığınızda, bu olumsuz düşüncelere karşı Kutsal Kitap’tan bir ilan sözü söylemelisiniz. Kendi kendinize yüksek sesle söyleyebileceğiniz bu ilan sözleri her bir düşünce kalıbının devamında sizin kullanımınız için hazırlanmıştır.

Kaynak: Don Colbert

 

 

Duaya Mı İhtiyacınız Var?

Buraya Tıklayın

 

İnsanlarla Çalışmayı Öğrenmek

 

Eğer başarı yolunda seyahat etmeye başladıysanız çok geçmeden başarının dördüncü ilkesini fark etmişsinizdir – insanlarla çalışmayı başarmanız gerekmektedir.

Müşterileri olmayan bir mağaza ya da cemaati olmayan bir kilise önderi, oyuncuları olmayan bir basket koçu düşünün. Bu mümkün değildir. Başarılı olabilmek için diğer şeylere ihtiyaç duyduğunuz kadar, insanlara da ihtiyacınız vardır.

Ancak insanlara ihtiyacınız olmasından çok, eğer gerçekten başarı istiyorsanız onlarla uyum içerisinde çalışmak mecburiyetindesiniz. İsa bu başarı ilkesinin temelini şu şekilde atmıştır, “Yine size şunu söyleyeyim, yeryüzünde aranızdan iki kişi, dileyecekleri herhangi bir şey için anlaşırlarsa, göklerdeki Babam dileklerini yerine getirir.” (Matta 18:19).

Benzer şekilde uyumsuzluğun da eşit derecede güçlü sonuçları vardır. “Kendi içinde bölünen ülke yıkılır. Kendi içinde bölünen kent ya da ev ayakta kalamaz.” (Matta 12:25). Birlik içerisindeki insanlar nasıl her şeyi başarabilirse, birlik içerisinde olmayan insanla da hiçbir şey yapamaz. Hiçbir güçleri yoktur. Bu nedenle eğer başarılı olmak istiyorsanız diğer insanlarla uyum içerisinde çalışmalısınız.

Elbette sizin için çok önemli ilkelerinizden taviz vermenizi söylemiyorum. Kişisel kanaatler olmadan herkes aslında birbirinden çok farklı değildir. Anlaşabildiğiniz noktalar belirleyin ve o alanlarda birlik olun.

Uyumlu Olmak

Öncelikle kendi kendinizle uyumlu olmalısınız. Kendi içerisinde bölünmüş bir ev nasıl ayakta kalamazsa kendi içerisinde bölünmüş bir kişi de ayakta kalamaz.

İsa, hiç kimsenin iki efendiye kulluk edemeyeceğini söylemiştir. Pek çok kişinin hiçbir zaman başarıya ulaşamamasının sebeplerinden biri de budur. Onlar içten bölünmüştür, aynı anda hem dünyasallığın hem de tanrısallığın peşinde koşmaktadırlar. Bunu böyle yapamazsınız. Sizi felç eder, hedeflerinizi bozar ve en sonunda sizi yok eder.

Eğer sorumluluklarınızda bölünmüşseniz, önce kendinizle uyum içerisinde olun. Tanrı’nın yaşamınız için olan isteğine dört elle sarılın ve kendi eylemlerinizi Tanrı’nın planları ve tasarıları ile uyumlu hale getirmeye kesin karar verin.

İkinci olarak, aynı beden içerisinde uyum olmalıdır.

Aile üyeleri birlik olduğunda aile yıkılmaz bir güçtür. Hayatta size yakın olan kişilere karşı direnmeyi bırakın ve henüz gerçekleşmemiş fırsatlar alemini ortaya çıkarmanızı durdurmayın.

En önemli uyum, Tanrı ile ve O’nun amaçları ile olan uyumdur. Bu konunda Tanrı’yı karar verme sürecinize duada bekleyerek dahil edin. Tanrı’nın tasarılarını ve amaçlarını bilebilmek için dua edin ve Tanrı’nın sizin yaşamınız için olan tasarılarının O’nun dünya için olan tasarıyla birebir örtüşsün diye dua edin. O’ndan bilgelik isteyin. Sizi korumasını isteyin. O’nun hedeflerini başarıyla gerçekleştirebilmeniz için Tanrı’dan lütuf isteyin.

Kendinizle, insanlarla ve Tanrı’yla uyumlu olduğunuzda ne olur, biliyor musunuz? Başarı bir nehir gibi çağlayarak akar.

Kaynak: Pat Robertson

 

Duaya Mı İhtiyacınız Var?

Buraya Tıklayın

Bağışlayamamaktan Özgürlük Rehberi

 

Bağışlayamamanın Belirtileri

  • Acılık Hissi
  • Kin
  • Öfke / Hiddet
  • Sürekli Şikayet
  • Kötü Alışkanlıklar (Uyuşturucu, Alkol)
  • Hayatta hiçbir ilerleme kaydedememe
  • İftira / Dedikodu
  • Kıskançlık Hisleri
  • Belli kişilere karşı gerilim hissetme
  • Belli kişilerin adının anılmasından rahatsız olma

 

Mesih’te Bağışlama Yolunun Adımları

  1. Bağışlamanız Gerektiğini Kabul edin
  2. Tanrı’ya ve O’nun Sözüne İtaat Edin
  3. Bağışlama Kararını Verin
  4. Bağışladığınızı Yüksek Sesle İlan Edin
  5. Tanrı’dan Size Lütfetmesini İsteyin

 

Bağışlama Duası

 

Sevgili Rab İsa,

İnsanları bağışlamam gerektiğinin farkındayım; böylece huzuruna geliyorum ve kendimi alçaltıyorum. Rab, İnsanlara ve kendime karşı bağışlamayan bir tutum takındığım için yürekten tövbe ediyorum. Acılık ve kibir taşıdığım için beni affet. Sana ve Senin Sözü’ne boyun eğiyorum. Çünkü Senin Sözün “Sen beni nasıl bağışladıysan”, benim de insanları ve kendimi öyle bağışlamam gerektiğini söyler:

 

Rab İsa, _________________’i (sizi yaralayan kişinin adını ve size zarar verdiği konuyu belirtin) bağışlıyorum. Beni kullanmış, yaralamış, terk etmiş, reddetmiş, taciz etmiş ve beni yok saymış herkesi İsa Mesih’in adında yürekten bağışlıyorum. Sen beni Sana karşı işlediğim günahlardan nasıl sürekli olarak bağışlıyorsan, ben de bu insanları ve kendimi öyle bağışlıyorum. Doğaüstü lütfun aracılığıyla insanları bağışlamama yardımcı ol. Artık beni yaralamış kişiler ile aramda tam bir özgürlük olduğunu ilan ediyorum. (Bağışladığınız kişinin adını belirtin) __________________’i bağışlıyorum, öyle ki bir gün Seni tanıyabilsin. Teşekkürler Rab.

İsa Mesih’in adında. Amin.

 

Bağışlama Hakkındaki Kutsal Kitap Ayetleri

 

Acımasız Köle Benzetmesi (Matta 18:21-35) 

Bunun üzerine Petrus İsa’ya gelip, “Ya Rab” dedi, “Kardeşim bana karşı kaç kez günah işlerse onu bağışlamalıyım? Yedi kez mi?” İsa, “Yedi kez değil” dedi. “Yetmiş kere yedi kez derim sana. Şöyle ki, Göklerin Egemenliği, köleleriyle hesaplaşmak isteyen bir krala benzer. Kral hesap görmeye başladığında kendisine, borcu on bin talantı bulan bir köle getirildi. Kölenin ödeme gücü olmadığından efendisi onun, karısının, çocuklarının ve bütün malının satılıp borcun ödenmesini buyurdu. Köle yere kapanıp efendisine, ‘Ne olur, sabret! Bütün borcumu ödeyeceğim’ dedi. Efendisi köleye acıdı, borcunu bağışlayıp onu salıverdi. “Ama köle çıkıp gitti, kendisine yüz dinar borcu olan başka bir köleye rastladı. Onu yakalayıp, ‘Borcunu öde’ diyerek boğazına sarıldı. Bu köle yüzüstü yere kapandı, ‘Ne olur, sabret! Borcumu ödeyeceğim’ diye yalvardı. Ama ilk köle bunu reddetti. Gitti, borcunu ödeyinceye dek adamı zindana kapattı. Öteki köleler, olanları görünce çok üzüldüler. Efendilerine gidip bütün olup bitenleri anlattılar. “Bunun üzerine efendisi köleyi yanına çağırdı. ‘Ey kötü köle!’ dedi. ‘Bana yalvardığın için bütün borcunu bağışladım. Benim sana acıdığım gibi, senin de köle arkadaşına acıman gerekmez miydi?’ Bu öfkeyle efendisi, bütün borcunu ödeyinceye dek onu işkencecilere teslim etti. “Eğer her biriniz kardeşini gönülden bağışlamazsa, göksel Babam da size öyle davranacaktır.”

 

İbraniler 12:14-15

“Herkesle barış içinde yaşamaya, kutsal olmaya gayret edin. Kutsallığa sahip olmadan kimse Rab’bi göremeyecek. Dikkat edin, kimse Tanrı’nın lütfundan yoksun kalmasın. İçinizde sizi rahatsız edecek ve birçoklarını zehirleyecek acı bir kök filizlenmesin.”

 

Romalılar 12:9

Sevginiz ikiyüzlü olmasın. Kötülükten tiksinin, iyiliğe bağlanın.

 

İbraniler 10:30

Tanrı’nın bu isteği uyarınca, İsa Mesih’in bedeninin ilk ve son kez sunulmasıyla kutsal kılındık.”

 

Romalılar 6:23

Çünkü günahın ücreti ölüm, Tanrı’nın armağanı ise Rabbimiz Mesih İsa’da sonsuz yaşamdır.

 

 

 

Duaya Mı İhtiyacınız Var?

Buraya Tıklayın

 

Sevinç Dolu Yaşam

Bir gün bir vaiz vaaz vermek üzere başka bir kiliseye gitmiş ve o kilisenin önderinin evinde kalmış. Vardığında çok yorgunmuş, bu nedenle kilise önderi ve eşiyle birlikte akşam yemeği yer yemez hemen uyumaya odasına çekilmiş.

Gecenin bir yarısı yatak odasının köşesinden gelen bir hışırtı ile aniden uyanmış. Hemen kalkmış ama oda çok karanlık olduğundan hiçbir şey görememiş. Gözleri karanlığa alıştıktan bir süre sonra odanın köşesinde hareket etmekte olan ve tuhaf hışırtılar çıkartan büyük bir karaltı görmüş.

Çok korkmuş ve bir hayalet, görüntü ya da karanlık bir ruhsal varlığın odaya girdiğini düşünmüş. Hemen dua etmeye başlamış, birkaç dakika sonra görüntünün artık hareket etmediğini, tuhaf sesin kesildiğini fark etmiş ve rahatlamış.

Ancak tuhaf görüntü her yirmi dakikada bir tekrar hareket etmeye ve aynı tuhaf sesleri çıkartmaya devam etmiş. Bu sabaha kadar böyle devam etmiş ve vaiz odanın köşesinden gözlerini ayıramamış. Tüm gece boyunca gözlerini oraya dikmiş bir halde dua edip durmuş, kaygılanmış, korkmuş ve titremiş.

Nihayet sabahın ilk ışıklarıyla birlikte vaiz her şeyi daha net görmeye başlamış. Ancak gördüğü şey sadece bir nesneden ibaretmiş . Gördüğü şey aslında köşedeki askıda duran eski bir yağmurlukmuş! Klimadan gelen hava yağmurluğa vurdukça hareket edip hışırtılar çıkarmaktaymış.

Vaiz kendi kafasından uydurduğu bir şey için bu kadar çok zaman ve enerji harcadığına, ayrıca iyi bir gece uykusundan mahrum kaldığına inanamamış. Gerçekle uzaktan yakından ilgili olmayan bir durum!

Bu, aklımızda yarattığımız kafa karıştırıcı düşünce kalıplarına oldukça iyi bir örnektir. Bu düşünce kalıplarının çoğu hayaldir ve gerçeklere dayanmaz. Elinizdeki kitap öyküdeki sabahın ilk ışıkları gibi işlev görecek ve bu düşünce kalıplarını ile düşünce yapılarını tanımanızı sağlayacaktır. Bu bölümde kaleleri ve düşünce yapılarını nasıl yıkabileceğinizi ve bunların yerine Tanrı Sözünü nasıl yerleştirebileceğinizi öğreteceğim. Bu düşünce kalıpları ve düşünce yapıları alaşağı edildiğinde minnettarlığınızı dile getirmeyi öğrenip Tanrı’nın esenliğine gireceksiniz.

 

HER ŞEY SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZLE BAŞLAR

Travmatik olayları nasıl yorumladığınız ve zihinsel kodlamalarınız düşünceleri belirler; bu düşünceler daha sonra inançlara dönüşür. Bundan sonra ise inançlarınız hislere, hisleriniz seçimlere, sözlerinize, eylemlerinize hatta davranışlarınıza ve tepkilerinize yol açar. Davranışlarınızı, sözlerinizi, seçimlerinizi ve tepkilerinizi tekrar etmeyi sürdürdüğünüzde bunlar bir süre sonra alışkanlıklara dönüşür ve sizin alışkanlıklarınız olur. Alışkanlıklarınız ise kişiliğinizi belirler. Kişiliğiniz ise hayat serüveninizi belirler. Fourth Dimensional Living in a Three Dimensional World adlı kitabında Dr. David Yonggi Cho’nun düşüncelerimizin eylemlerimiz üzerindeki etkisini açıklayışı hoşuma gider:

 

Başarı güvencemiz, planlarımızı zihnimizde tasarlayıp doğru şekilde uyguladığımız ölçüde artış gösterir. Ancak kişi başarıdan çok başarısızlığa odaklanmışsa, büyük ihtimalle başarısız olacaktır. Zihinlerimiz başarıda yaşadığı sürece, düşünüşümüz olumlu sonuçlar üretecektir ve hayallerimizin gerçeğe dönüşmesi bu şekilde hız kazanacaktır…Bir şeyin mümkün olduğuna bir kez inandınız mı, o hedefe ulaşmak için adım atma olasılığınız yüksektir…Düşünceleriniz hem duygularınıza hem davranışlarınıza hem de vücudunuza etki eder…İşte bu nedenle kendi düşüncelerimizi değil, Tanrı’nın düşüncelerini düşünmemiz gerekiyor.

 

Düşünceleriniz sadece fiziksel hayatınızı değil ama aynı zamanda ruhsal hayatınızı da etkiler. Dr. Cho düşünüş şeklinizin sanki “ruhsal bir soluk alıp-verme” gibi olduğunu söyler. Soluk alıp-verme fiziksel yaşantınız için ne kadar hayati bir öneme sahipse, düşünüş şekliniz de ruhsal yaşantınız için o denli büyük öneme sahiptir. Düşünceleriniz yaptığınız her şeyi etkilediğinden dolayı Tanrı’nın sizin hayatınızdaki tasarılarını gerçekleştirme yoludur. Düşüncelerimizin hayatlarımız üzerindeki gücü ile ilgili daha fazla bilgi edinmek için Dr. Cho’nun Fourth Dimensional Living in a Three Dimensional World adlı kitabını okumanızı tavsiye ederim.

Hem depresyon hem de kaygı birer düşünce bozukluğudur. Kendi duygularınıza dalıp kaygıyı körükleyen düşüncelere ve inançlara kapıldığınızda, bu düşünceleri ve inançları Tanrı’nın Sözü ile değiştirebilirsiniz, Tanrı’nın Sözü hem depresyonu hem de kaygıyı çözüme kavuşturacaktır. Kelimenin tam anlamıyla düşünüş şeklinizi ve hayatınızı değiştirebilirsiniz.

Her düşünceyi temizlemek olanaksızdır çünkü aklımız her gün kelimenin tam anlamıyla on binlerce düşünce işlemler. Ancak duygularımızı düzenleyebiliriz. Böylece duygularımız düşündüğünüz şey konusunda bizi uyarabilir ve aslında kaygının kökü de genellikle burasıdır.

2 Korintliler 10:4-5’te Pavlus şunları kaleme almıştır, “Çünkü savaşımızın silahları insansal silahlar değil, kaleleri yıkan tanrısal güce sahip silahlardır. Safsataları, Tanrı bilgisine karşı diklenen her engeli yıkıyor, her düşünceyi tutsak edip Mesih’e bağımlı kılıyoruz.”

2 Korintliler’de yer alan bu ayetlerin düşüncelerden, safsatalardan ve kalelerden bahsettiğine dikkat edin. Kaygı dolu bir düşünce giderek büyüyerek kaygı dolu bir safsataya dönüşecektir ve eğer bu düşüncede devam edersek, bu düşünce zaman içerisinde bir kale ya da düşünce kalıbı haline gelecektir.

Bu süreci anlamanıza yardımcı olması açısından radyoların üzerinde bulunan düğmelerini düşünün. Bir düğmeye bastığınızda o istasyonda hangi kanal kayıtlı ise onu dinlersiniz; bir sohbet istasyonu kayıtlı ise sohbet dinlersiniz, bir Hıristiyan müzik istasyonu kayıtlı ise ilahi dinlersiniz.

Benzer şekilde önceden kaydettiğiniz inanç sisteminiz genellikle çocukluk döneminde şekillenir ve en nihayetinde bir düşünce kalıbı ya da 2 Korintliler’de yer alan ifadesiyle ‘kale’ haline gelir. Kayıtlı inançlarınıza uygun hareket etmediğinizde, nedensiz bir şekilde kaygılı hissedersiniz. Eylemlerinizi bu inançlara göre gerçekleştirdiğinizde ise artık pek düşünmeden hareket edersiniz ve kendinizi hemen kaygıya bırakırsınız. Diğer bir deyişle, düşünmeden önce tepki verirsiniz.

Kaygılı düşünceler ortaya çıktığında endişelerinizi tetikleyen şeyleri, düşüncelerinizi ve inançlarınızı takip etmeyi öğreneceksiniz. Sonra bu düşünceleri ve inançları yeniden programladığınızda, kaygı bir kenara çekilecek ve bir süre sonra yok olacaktır.

Romalılar 8:5-6’da şöyle yazılıdır, “Benliğe uyanlar benlikle ilgili, Ruh’a uyanlarsa Ruh’la ilgili işleri düşünürler. Benliğe dayanan düşünce ölüm, Ruh’a dayanan düşünceyse yaşam ve esenliktir.”

Bu ayet bize dünyasal düşünceden (“benlikten”) ziyade ruhsal düşüncede kalmanın önemini belirtir. Üzerinde durduğumuz düşünceler düşünce kalıplarımızı oluşturur. Dünyasal düşünce kalıpları depresyon ve kaygıya götürür ama ruhsal düşünce kalıpları yaşama ve esenliğe götürür. Kaygının tersi esenliktir ve Tanrı’nın Sözü’ne aykırı tüm düşünce kalıplarını ya da kaleleri alaşağı edip yeniden programlayarak ve bunların yerine Tanrı Sözü’nü yerleştirerek esenliği yeniden oluşturabiliriz.

Kaynak: Don Colbert

 

 

Duaya Mı İhtiyacınız Var?

Buraya Tıklayın

 

Hizmet Etme ve Başarı

 

Fiziksel dünyada şöyle bir yasa var: gerçekleşen her bir eylemin eşit ya da tersi bir yanıt bulunmaktadır. Size itersiniz, bir şeyler de geri iter. Dünya bu şekilde yaratılmıştır.

Tanrı’nın Egemenliğinde ise her bir hizmet eylemi için bir bereket yanıtı vardır. Eğer bolluk bereket istiyorsanız, insanlara ulaşıp onlara yardım etmelisiniz. Eğer bereketleri kendinize saklarsanız sonunda gün gelecek ve bereketleriniz kuruyacak.

Örneğin İsrail’deki Ölü Deniz ile Celile Gölü’nü kıyaslayalım. Celile Gölü çok güzel bir tatlı su kaynağıdır. Ürdün Nehri’ne kaynaklık yapar ve devamında ilerleyerek Ölü Deniz’e gelir. Ölü Deniz’de ise hiçbir yaşam söz konusu değildir. Buradaki fark ne? Birincisi alır ve verir. İkincisi ise alır ve hiçbir şey vermez. Ölü Deniz sürekli alır ama aldığı suyu hiçbir yer vermez. Eğer vermiyorsanız Ölü Deniz gibi olursunuz.

 

Kutsal Çelişki

Başarı nereden bulunur? Diğer insanlara yardım ederek. Bu benim kendi fikrim değil. İsa dedi ki, “Verin, size verilecektir. İyice bastırılmış, silkelenmiş ve taşmış, dolu bir ölçekle kucağınıza boşaltılacak. Hangi ölçekle verirseniz, aynı ölçekle alacaksınız.” (Luka 6:38).

Buna ek olarak Tanrı aynı zamanda şunu da vaat etmiştir, “Göreceksiniz ki, göklerin kapaklarını size açacağım, üzerinize dolup taşan bereket yağdıracağım.” (Malaki 3:10). Tanrı, göklerin kapaklarını açacak ve kucağınıza boşaltılacak!

Elbette “bereket almak için verin” demiyorum. Vermeyi bolluk bereket, şan şöhret içinde yaşamak için bir kestirme yol olarak görmeyin. Sevgiyle verin, merhamet ederek verin, itaatle verin. Her ne durumda olursa olsun Tanrı’nın ilkesi açık: verin, size verilecek. İyice bastırılmış, silkelenmiş ve taşmış, dolu bir ölçekle kucağınıza boşaltılacak. Siz verdiğinizde Tanrı daha bol döker.

Örneğin, genç ve büyümekte olan bir hizmet olarak şirketim, 1973 yılında Tanrı’nın Sözü’nü yaymak için inanılmaz fırsatlarla karşılaştı. Tek ihtiyacımız olan bu fırsatları gerçeğe dönüştürmek üzere bir miktar paraydı. O yılın sonunda şirketimiz 600,000 dolar zarar açıkladı. Yönetim Kurulu toplantımızdan çok tuhaf bir karar çıktı – başka hizmetlere yüksek miktarlarda para yardımı yapmaya karar verdik. Bunun bizim durumumuza nasıl bir faydası olabilirdi ki?

Vermek ile bereketi birbirine bağlayan bu kutsal çelişki kesindir.

Böylece bu finansal sıkıntıların tam ortasında verme kararımızı gerçekleştirdik. Sonraki 11 yılda yardım ettiğimiz miktar 1973’teki bütçemizin 5 kat aştı!

Belki bunlar size mantıklı gelmeyebilir ama Tanrı’yı aradığımızda vermek ve hizmet etmek için içimize arzu koyacak.

Kutsal Kitap Tanrı’nın dünyanın en zengin adamı olan Süleyman’a “bilgelik, derin bir sezgi, kıyılardaki kum kadar anlayış” verdiğini söyler (1 Krallar 4:29). Böylesine geniş bir yüreğe sahip olan Süleyman insanlara yardım etmek için özgürdü. Böyle Tanrı ruhsal bereketleri ve maddi kaynakları İsrail halkına ulaştırmak için Süleyman’ı sanki bir su kemeri gibi kullandı. Tanrı hayallerinizin çok ötesinde bir görüşe sahip olmanız için size anlayış versin ve yüreğinizi genişletsin!

Evet, bu bir çelişki. İhtiyacınız olandan fazlasını tutmanın fakirliğe yol açması gibi olasılık söz konusudur. Siz ihtiyaçtayken vermenin ise bereketlenmeye sebep olması gibi bir durum söz konusudur. Doğrusu bu iki yönde ilerleyen bir yoldur. Cömert bir hizmetkar olun ve bereketler sizi bulur. Cimri olun, görüp göreceğiniz cimrilik olur.

Son olarak, bir “bereketten” söz ettiğimizde bunu sadece maddi olarak düşünmeyin. Bereket Tanrı’nın size gösterdiği iyiliktir. Belki bir şifa olabilir. Belki yenilenmiş bir ilişki olabilir. Yeni bir iş, yeni bir ev olabilir.

Bu sözler size faydalı oluyor mu? Öyleyse hizmet etmeye ve vermeye başlayın!

Kaynak: Pat Robertson

 

Duaya Mı İhtiyacınız Var?

Buraya Tıklayın